BENIM DÜNYAM HPS GELDINIZ IYI EYLNCELER


   
  biriciyim2434
  BU SEHIRDE BENI NILSINLER
 














Genç bir adam kendi kalbinin yörenin en güzel kalbi olduğunu ilan etmişti. Onu görenler de bunu onaylamıştı. Birden kalabalığı tam ortadan yaran yaşlı bir adam genç adama doğru yürüdü ve :"Senin kalbin benim ki kadar güzel değil "dedi.İşte tam o anda kalabalık ve genç adam yaşlı adamın kalbine doğru baktılar. Çok hızlı çarpıyordu, fakat içinde çok fazla yara ve zaten çok az kalan boşluklarda çentikler vardı, onların da üzeri keskin çentiklerle dolu idi. Yaşlı adamın yaşlı kalbinin çok acı çektiği belli oluyorduİnsanlar şaşırmıştı, yaşlı adam nasıl bu kalbin en güzel kalp olduğunu söyleyebilirdi.Genç adam gülerek "şaka ediyor olmalısın" dedi yaşlı adama, "benim kalbim pürüzsüz mükemmellikte iken seninki gözyaşları ve acılardan oluşmuş yara izleri ile dolu""Doğru" diye yanıt verdi yaşlı adam"Senin kalbin mükemmel gözüküyor fakat ben asla yaşlı kalbimi senle değişmem. O gördüğün her yara benim sevgimi verdiğim bir kişiyi gösteriyor. Onlara kalbimin bir parçasını seve seve verdim, onlar da kendilerinden bir parçayı bana verdiler. Bu yüzden bu parçalar benim verdiğim parçalara bazen tam uymadılar ve üstünde ya da köşelerinde pürüzler oldu. Fakat ben onların her parçasını tek tek seviyorum, çünkü onların her biri paylaşılan sevgileri, dostlukları bana hatırlatıyor. Bazen de sevgimin ve dostluklarımın karşılığını alamadım. O kalbimin içindeki yara dolu boşluklar da bu yüzden, ucu kıvrık bıçak gibi ve oldukça da acı verir. Fakat hala boşturlar ve başka kalplerin de bana sevgi ve dostluklarını verebileceklerini, böylece de bu boşlukları doldurabileceklerini gösterir ve benim hala o umutla yaşamamı sağlar.Şimdi söyle genç adam, sence hangi kalp daha güzel ?"Genç adamın gözleri sevgi gözyaşlarıyla dolmuştu. Yaşlı adama doğru yürüdü ve kalbinden genç ve güzel bir parçayı dostça ona doğru verdi. Yaşlı adamın kalbinde hala birçok boşluk vardı. Yaşlı adam genç adamın cömertçe verdiği kalbi dostlarının olduğu bölüme yerleştirdi, üzerine çentikler attı ve yerine bir güzel oturturdu. Genç adam kendi kalbine doğru baktı, artık eskisi kadar mükemmel ve pürüzsüz değildi. Tâki yaşlı adam ona kendi kalbinden eski fakat güzel bir parça verene kadar.Sonunda genç adam ve oradaki kalabalık gerçek kalbin güzelliğini anlamıştı.Kalbi güzelleştiren onunla paylaşılan sevgi ve dostluktu. İçinde sevgi barındırmayan ve taşımayan hiç bir kalp gerçekten güzel olamazdı.




bahtım kara sevdam aldı büyük yara
dağıldım artık vurdum dibe öldügümü bile bile

ey büyük sevdam sana güle güle


 

Yorum (yok) Yorum yaz! | Etiketler : Ey,Büyük,Sevdam

Mayıs 10, 2010 ·

 


Heveslerim, arzularımı, özlemlerimi de götürdün takıp da peşin sıra.

 

Çiçeklerim bıraktığın renklerde değil, kokmaları bıraktılar, toprak da, toprak gibi kokmuyor.

 

Ekmek başka kokuyor, sebze meyvelerin tadı başka.

 

Mehtap ürküntü veriyor sadece, değil oturup da şiirler yazmak özlem beşiklerinde, en büyülü rüyalarla belemek, hiçbir anlam taşımıyor artık. Hani o tuhaf inançtaki gibi, kurt adamlar gelip oturuyor düşlerimin orta yerine, sanki az sonra sarılıp boğazıma tüm kanımı emecek

 

Her karşıdan geleni sen, her arabayı senin, direksiyondakini sen sanıyorum, unutup da yokluğunu bu şehirde.

 

Bayrammış gelen?Hıh, çok da umurumdu ya, Gelse ne, hiç uğramasa buralara ne, ne anlamı var ki sen onca mesafedeyken kucaklayamadıktan sonra seni!

 

Kime açacağım börekleri, kimin için endişelenip telaşlanacağım, kızaran ekmekler soğumasın, aman yumurta katı olsun ve sıcaklığını korusun yiyene dek diye. Kime yapacağım sevdiği çorbaları, pilavı domatesli ve tereyağlı olsun diye özen göstererek, ben yemesem, sevmesem de, kimin için saracağım dolmaları, o en sevdiği tatlıları kim için ve ne diye yapacağım.

 

Kimin bayram namazından dönüşünü bekleyeceğim, elinde sıcacık ekmekle ve telaşım kime olacak, aman kapıda beni iyi görsün diye, masayı hazırlama telaşı arasında, makyajımı saçımı da yetiştirmeye çalışarak, hangi giysiyi seçsem telaşıyla. Sen beni hep bakımlı görmeyi seversin, moralin bozulur o gün bakımsızsam, kötü hissedersin kendini, biliyorum.

 

Kim öpecek ellerimi minnetle, kime sarılacağım ben içime çekerek o çok özlediğim kokusunu?

 

 

Bu şehirde değilsin ya; herkes sana benziyor ve hiç kimse sen değil.

 

Yorum (yok) Yorum yaz! | Etiketler : Bu,şehirde,değilsin,ya

Mayıs 6, 2010 ·

 















Teslim Olacaksın...

Kayıtsız Şartsız Teslim Olmayı Gerektirir AŞK.
Bir Yanın AŞkta Bir Yanın Başka Tarafta Olmaz.
Beynen Kalben Ruhen Bedenen Teslim Olmayı Bileceksin...
HerŞeyinle AŞka Adayacaksın Kendini...


''canım Yanar ''diye Düşünmeyeceksin.
AŞk Bu Yakabilir Canını. Ama Sen Bunu Göze Almazsan

Dünyanin En Büyük Mutluluğunu Da Yakalayamazsın.
Hem Gülü Koklamak İsteyeceksin Hemde ''dikensiz'' olsun Diyeceksin.

Olmaz Öyle Şey Gülü Seveceksen Dikeninin
Batabileceğini De Bileceksin...
Korkmayacaksın...
Hiç Bir AŞK ''Şu Gün Biter'' Diye Başlamaz.




AŞk Sözleşmelere Bağlanamaz.

''Önce Sen Aşık Ol Sonra Ben Olurum'' Diyemezsin.
Karşılık Olmasada AŞK Vardır. Yüreğini Ardına Kadar Açacaksın.
Yaralanma Olasılığın Vardır Ama Unutma ki o

Yürek Aşksız Atmaz.

AŞKsız Atan Yüreğe Yürek Denmez. ''terk Ederse Aldatırsa

'' Diye Düşünüp Kendine Zehir Etmeyeceksin Hayatı.
Şüphe Hem AŞkın Hem İnsanın Düşmanıdır...





Yaşayabildiğin Kadar Yaşayacaksın. Sonu Acı Bitmiş

Olsa da Şükredeceksin

O Güzel Günleri Yaşadığın İçin.


Çalışacaksın...''aşık Oldum Haydi Bakalım Ne Olacaksa Olsun''

Demeyeceksin.

İştir AŞK Uğraştır Emektir.

Uğraşacaksın Çalışacaksın.

Besin İster AŞK Tıpkı Çiçek Gibi. İnsandır Besini AŞKın.




Sen AŞKa Ne Kadar Çok Şey Verirsen O da Seni O Kadar Mutlu Eder Bunu Unutmayacaksın.


Asıl İş AŞık Olduktan Sonra Başlıyor Zaten.

AŞk Küt Diye Çıkar

Karşına Reddemezsin. Öyle Bir Gücün Yok.

Ama AŞKı

Yaşatabilme Gücün Var. Kullanırsan Var.

Üşenmeyeceksin

Usanmayacaksın.




Bİr Duvarı Ören Usta Gibi Bİr Bahçeyi

Çapalayan Bahçıvan

Gibi Ekeceksin Dikeceksinsulayacaksın.


Sen Bunları Yaptığın Halde Yaşamıyorsa AŞK

Aldırma.

Elinden Geleni Yapmış İnsanların Huzurunu Hissedeceksin.


Bu Bile Yetecek Sana.

Koruyacaksın...

AŞK Senin En Değerli Varlığındır

Gözünden Bile Sakınacaksın.

Nadide Bİr Çiçek Gibi En Değerli Vazoda

Paha Biçilmez Bİr Mücevher Gibi En Gizli Kasada Tutacaksın.

Dalgalanmalara Açık Bir Duygulur AŞK...
Korumazsan Kırılır Kaybolur.
Saklamazsan Çalarlar Üzülürsün.




Şimdi Okudun Mu AŞKı..?
Anladın Mı...?


Yetmez Bir Daha Oku Ezberle.


AŞKı Seninle.





 

Yorum (yok) Yorum yaz! | Etiketler : Kayıtsız,Şartsız

Mayıs 5, 2010 ·

 



 

bitti diyorsun
kocaman bir hava boşluğu oluşuyor yüreğimde
birden üşüyorum
çok üşüyorum
garip bir dengesizlik../..yön devinimi



 



 

otomatik bir yüreğim yok ki,
o girsin devreye ve kurtarsın beni



 

ne garip değil mi..?
şimdiki zamanı yaşayıp,
gelecek zamanı düşünürken,
birdenbire geçmiş zaman kipinde takılı kalmak
ve dalıp gitmek garip bir bilinmezliğe
hemde çok garip
Türk dili edebiyatı şeklinde yaşanıyor aşklar
Türk dil kurumuna kendini beğendirmek ister gibi



 



 

bitti diyorsun
kırılıyor düşler birer birer
ortalık düş kırıklığı sitesi
ortalık yangın yeri
nasıl toplarsın diye sorsam..
hayır../..cevaplama
konuşmama hakkına sahipsin
söylediklerini aleyhine delil olarak kullanabilirim
istersen bir avukat tut diyeceğim ama
bir avukat bile temizleyemez,
çıkardığın yangının küllerini



 

susuyorum
susmak ağır gelsede
bu kadar kolay işte
kocaman bir yaşanmışlığı,
sokaktan geçen eskiciye verir gibi,
arkanı dönüp de gitmek
üstüne kaç para aldın,
yetti mi bir akşamlık otuzbeşliğine..?



 

bitti diyorsun
vuruyor bütün dalgalar yüreğime
vuruyor umarsızlığın bütün bedenime



 



 

şarkılar söylüyorum hiç durmadan
şarkılar söylüyorum bir kalemde silebilenlere



 

bitti diyorsun
bu kadar kolay söylüyorsun
cinsiyetsiz bir sevda bırakıyorsun şehir çöplüğüne



 

bitti diyorsun

 

Yorum (yok) Yorum yaz! | Etiketler : bitti,diyorsun

Mayıs 5, 2010 ·

 

Sana mektup yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. sanırım hüzünlü kızlara özendim.
Öyle afili bir şey bekleme benden.
Giriş gelişme sonuç olmayacak tıpkı sen ve ben gibi bir bütün olamayacak.
Gönül yazımı bilirsin düzensizdir, birazda okunaksız.

 

Anlatacaklarım var.Sadece dinle...

 



 

Sana mektup yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum.
sanırım hüzünlü kızlara özendim.
Öyle afili bir şey bekleme benden.
Giriş gelişme sonuç olmayacak tıpkı sen ve ben gibi bir bütün olamayacak.
Gönül yazımı bilirsin düzensizdir, birazda okunaksız.

 

Anlatacaklarım var.Sadece dinle...

 

Sessizliğini dinledim uzun bir süre.
Düşündüm taşındım çözümünü bulamadım.
Özlemek neden bu kadar yorar insanı? “özlem” isminin eyleme dönüşme çabasından mı? “Düş” ün, “düşünmek” kadar büyümek özentisinden mi beynimin içindeki tüm hayallerin çocukluktan vazgeçip başımın etini yemesi?
Ne zaman lafın bir ucu sana çıksa sonuna gelemeden heba oluyor gülümseyişlerim.
Yorgunum…

 

 

 

Şu saatlerde sıcak çekildi kapı eşiğine.
Senin rüzgarların var sen kokan.
Zaman öldürüyorum geçmişi yoklayarak, leşlerim çoğalıyor.
Dip balığı oluyorum.
Tüm bu çırpınışlarım tek bir nefeslik su yüzüne çıkıştan öteye götürmüyor beni.
Yüzün geliyor gözlerimin önüne beni dinlerken kalkan kaşlarına asılıyorum tut beni çıkar diye.

 

 

Gözlerinde boğuluyorum…

 

Sol yanıma yatsam seni uyusam, hep rüyada kalsam...
içim dilime vuruyor, konuştuklarım incir çekirdeğine yetmiyor; sakladıklarımdan ve senden bahis açmama inadımdan.
Burnumu bir karış dikiyorum havaya, içim düşüyor.
Oysa söz vermiştim kendime, üzerime giydiğim güçlü kız kostümü çıkmayacak, çıksa da senin haberin olmayacak diye.
Varlığımla yokluğum ayırt edilemez olacaktı senin için, “herkes” olacaktım ve belki “hiç kimse”...
Beceremedim…


 

 

 

Kimse görmeden, tutup elinden kaldırdım içimdeki ufaklığı.
Çok acımış, kimseye belli etmedim,edemedim..
Teselli bile aramadım kızgınlıklarıma, hakkımdı bu kara isyan.
Sonra fark ettim ki ben bu zamana ait değilim ve biliyorum sende...
O yüzden hep “an”larda teğet geçtik birbirimizi.
Ama içime dokundun bir kere .
Parmak izlerin duruyor bakışlarımda.
Nereye baksam senden bir iz bırakıyorum.
Bu aralar kendime hep suçüstüyüm.
Islah olmaz bir özlemim ve korkak bir mantığım var.
Tek dinginliğim kelimelerin. koklayıp koklayıp saklıyorum hafızama.

 

 

Arşivimde acılarım var benim.
Rutubetli; güneşe serip kuruttuğum.
Tozunu alıp, halı altında biriktirdiğim hatalarım.
Seninse anlatmadığın masalların var. "sus"ların kucağında çocuk masumu yüzün ve küfrengi günahların...

 

 

Baksaydın korkmayıp gözlerime.
Sana keşkelerimi sunacaktım terketmeden bahar kıpırtısı içimi. Yalpalamayacaktım bugünlerde yarınlara inançsızlığımla ve biliyor musun “kal” deseydin rüzgarlarla getirdiğin son hecemle kavrulacaktı bahar bitimi...
Çırılçıplak sevdalar dört mevsimdi. ayı günü yoktu.gidenler tekrar gelebilmek için gitmişti.ihanet sayıldı.
sükut altındı; yağmur gibi çisil çisil, acıkmış bir nefesin dudaklarında tadımlık. korkaklık sayıldı.
Dinleseydin aryaları, kulaklarına çalınan tını; sevgilinin sızlayan ahına eşti... Yoldaştı sayıklamalara in-ce in-ce in-ce...
Bil(e)medin...
Yaşananların üstünü örtecek kadar şeffaf bir kelimem yok. S
en bilirsin ürkekliğimi, tarihten çalınmış eğreti kahramanlığımı... çekerim kılıcımı zamana ama kesip atamam biriktirdiklerimi.
Gözlerim yağar, toprak kokar ve filizlenir kabuk bağlayan yaralarım. Dilek kipleri bağlarım...
Kaçışlarım sana meyilimdendir .
Sessizliğine sığınışım kabullenişimdir her şeyi. Sakın “neden” diye sorma.
Verdiğim her cevap mayındır pişmanlığıma.
Ve bu bir iç dökümdür çağıl çağıl.
Bil ama bilme…

Son Yazılarım

  • Kategorilerim

Arkadaşlarım

Etiket Bulutu

Bağlantılarım

Ocak 18, 2011 ·

 

 





Öyle Gidecek Gibi Bakma

ince kaygılarını süz bugün yüreğinden
paldır küldür gelip şehrin tam ortasına,
gözlerini bana çevir....
bir değişiklik yap her güne inat
susma mesela !


 

nice hıyanetlere gül geç...
büsbütün özle
olanca yalnızlığın içinde
söz dinlemez bir serçe beni hatırlatsın sana
heybende tek iyimser haber olmasa da
yeniden sevmeye başla...
mavi mavi gülüşler ek mahzunluğuna



 

dudaklarına çırılçıplak ve özgün bir sözcük al
otur bir kaldırım taşına...
varsın dökülsün içindeki gam
bir şiir
bir öykü yaz mesela !



 

madem ki gökyüzü mavi
madem ki koparıp kırdın zincirleri
ve
madem ki kuru bir dal oldum senin için
bir çocuk gibi kaldır havaya ellerini
kurtar darağacından düşüncelerini
söyle mesela !




 

yana düşmüş başın ağrımasın boşuna,
sana kafa tutan o kediyede aldırma
ne sen ölürsün bu dertten
ne ben...
ne sen silebilirsin gerçeği
ne ben...
söylesene !
çocuk yürekli adam
değişen hiç bir şey olmadı mı hayatımızda...
düşün mesela !



 

dağ gölleri gibi diplerde uykularım
çiçeğin hüznü kadar derindir duygularım
neresinden baksam haksızlık bu
.....s e v d i ğ i m.......
göğe desem ağlar
dağa desem inler
öyle gidecek gibi bakma bugün
kal mesela !

 

Yorum (0) Yorum yaz! | Etiketler : Öyle,Gidecek,Gibi,Bakma

Mayıs 24, 2010 ·

 





Zindan gibi gecelerime doğan güneş gibisin
En beter yanlızlığıma varlığınla eşlik edensin
Şu seven kalbime tek çare tek merhemsin
Aşkından aklımı başımdan alıp götürensin

heran seni düşünüp anar dururum
Gözelrimi her kapayışımda karşımda seni bulurum
Yaşanan tek bir güzel günle bile kendimi avuturum
Seni bukadar sevmek benim tek suçum

Hic sevmedim kimseyi seninkadar
Hasretin içimi korgibi yakar
Şu gözler bile seni karşısında arar
Sensizlikse kaderim söylesene yaşamak neye yarar

 

Mehet Şanverdi

 

Yorum (0) Yorum yaz! | Etiketler : Zindan,gibi,geceler

Mayıs 19, 2010 ·

 





Öyle Gidecek Gibi Bakma

ince kaygılarını süz bugün yüreğinden
paldır küldür gelip şehrin tam ortasına,
gözlerini bana çevir....
bir değişiklik yap her güne inat
susma mesela !


 

nice hıyanetlere gül geç...
büsbütün özle
olanca yalnızlığın içinde
söz dinlemez bir serçe beni hatırlatsın sana
heybende tek iyimser haber olmasa da
yeniden sevmeye başla...
mavi mavi gülüşler ek mahzunluğuna



 

dudaklarına çırılçıplak ve özgün bir sözcük al
otur bir kaldırım taşına...
varsın dökülsün içindeki gam
bir şiir
bir öykü yaz mesela !



 

madem ki gökyüzü mavi
madem ki koparıp kırdın zincirleri
ve
madem ki kuru bir dal oldum senin için
bir çocuk gibi kaldır havaya ellerini
kurtar darağacından düşüncelerini
söyle mesela !




 

yana düşmüş başın ağrımasın boşuna,
sana kafa tutan o kediyede aldırma
ne sen ölürsün bu dertten
ne ben...
ne sen silebilirsin gerçeği
ne ben...
söylesene !
çocuk yürekli adam
değişen hiç bir şey olmadı mı hayatımızda...
düşün mesela !



 

dağ gölleri gibi diplerde uykularım
çiçeğin hüznü kadar derindir duygularım
neresinden baksam haksızlık bu
.....s e v d i ğ i m.......
göğe desem ağlar
dağa desem inler
öyle gidecek gibi bakma bugün
kal mesela !


This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 1100x744.


 

Yorum (0) Yorum yaz! | Etiketler : Öyle,Gidecek,Gibi,Bakma

Mayıs 16, 2010 ·

 

Ben Hâlâ Dünlerin Peşindeyim

 


Her tün vakti üzülür bu deli yürek.
Şimdi kim bilir nerelerde kiminlesin?
Sen dönmesen de geçmem ben senden sevgili.
Bir bilsen…
Bilsen nasıl özlenip de sevildiğini…

 



Sana susamış beni serdim ayaklarına.
Savruluşum…
Özleyişim…
Oradan oraya dağılışım…
Uzayan ve ağaran saçlarıma benzemiş zaman.
Aslında zaman da sensin, uyuyanda.
Şafaklara gebeydi uykularım seni beklerken.
Sen yüreğime ansızın değdiğinde…

 



Ölmek çok daha kolayken sevmekten,
Ellerim üşür, avuçlarım yalnızlığıma sarılır ha bire.
İçimdeki özlem canhıraş bir telaşla çocukluğuma karışır.
Sana gelebilsem hiçbir şeysiz çırılçıplak!
Düşünmeden kucaklayıp giydirebilir misin bendeki seni?
Bugün yeni bir gündü,
Yarın yepyeni bir gün daha doğacak diyebilir misin?
Sensizliğin içinde sessizce seni düşünürken,
Asıl gizlerin yarınlarda gizlendiğini anlatabilir misin?

 



İstanbul’u her düşlediğimde keyfim kaçıyor!
Binlerce soru içinde,
Hayata cevapsız kaldığım,
Kendimi sürekli meşgule aldığım an’ları anımsıyorum durmadan.
Her şeyi olduğu gibi bırakayım istiyorum zamansızlıklarımda.
Kimsenin benden bir şey beklemediği akla ziyan hallerim,
Duygularımın tükendiği,
Aklımın yaşananları hazmedemediği,
Asla bitmeyen yorucu yokuşlarda yüreğim…

 



Bir ömür geçmiş geçmesine de,
Ben hâlâ dünlerin peşindeyim…
Sanki benden bihaber geçmiş yaşam penceremden.
Sevda geç kalmışlıklarımda,
Çocukluğum dünlerdeyse,
Gençliğim hangi zaman diliminde kayıp kalmış?

 

Yorum (yok) Yorum yaz! | Etiketler : Ben,Hâlâ,Dünlerin,Peşindeyim

Mayıs 16, 2010 ·

 

ey hayat kızma bana derinden bir offfff çekiyorum şimdi sana isteyipte yapamadıklarımın acısını kimden ve nasıl çıkaracağımı bilemiyorum isteyipte ulaşamadığım sevgilim çok yakınımda ama ne yazıkki gidemiyorum ona oda gelemiyorki her istediğinde bana....engellerle dolu sen hayat varya sana lanet ediyorum...neden kapatırsın sevenlerin önünü...neden hep bir zorluk çıkarırsınki..nedir amacın sevmekse sevmek,acı çekmekse çekmek,birşeyler vermekse vermek,ağlamaksa ağlamak hepsini fazlasıyla vermedimmi sana...yetmedimi bu kadar ızdırap verdiğin....kaç yıldır yaşıyorum senin kucağında yaşadığım kadar yaşayacakmıyımki ömrümün geri kalanında...sevenlerin mutluluğunu neden kıskanırsın neden kaldıramazsın yüzlerdeki tebessümleri yoksa senindemi sevdiğin vardı...kavuşamadında bizdenmi çıkarıyorsun sende acısını...peki bizim suçumuz neydi...bizmi istedik öyle olmasını bizede yaptıkların hiç yazık olmadımı...ey hayat yapma böyle...suçu olmayanı haksız yere cezalandırmamalısın...haksız yere önümüze engeller koymamalısın..böyle yaptığın sürece daha çok ahhh alırsın...döktüğüm gözyaşlarımın haddi hesabı yok,çektiğim acıların başka türlü tarifi yok,ettiğim duaların belli bir sayısı yok....ey hayat yapma bunu bana..çek ellerini üstümden sök şu zincirlerin kilitlerini artık...bu kadar yeter olmasın kimselere yazık..ama...bu benim kanunum,kuralım böyle diyorsan onada sözüm yok artık...yinede bildiğin yolda devam edeceksin bizleri anlamsız bir karmaşanın,anlamsız bir boşluğun içinde yine bildiğin gibi sürükleyeceksin...ey hayat kızma bana derinden bir offfffff çekiyorum şimdi sana.......

 

Yorum (0) Yorum yaz! | Etiketler : ey,hayat

Mayıs 15, 2010 ·

 

Usulca Öperek Gözlerimden, Düşlerimi Alsana Kollarına...

Sırrım,yasağım,sebebimsin bu karmaşık dünyada, nefesimsin soluk soluk tertemiz dağ havası gibi içime çektiğim.... Bir çocuk masumiyetiyle beni sürekli gözünden sakınır gibi koruyan anamsın babamsın. Yoldaşımsın sırdaşımsın gönüldaşımsın her derdime ortak olan...Sevdiğimsin... Karımsın... Ruh eşimsin..Ama rahat değilsin yeterince, bunu biliyorum. Bir şeyler aklını deşiyor. Kalbine bir sızı veriyor olmalı o son sözlerim, hareketlerim...Benim sevgi sağanağımda ıslanmadan yürümeyi başaranlardansın sen birtanem..Yangınımsın sensiz gecelerde beni yakan, sabrımsın sensiz saatlerde teselli veren, mutluluğumsun, umudumsun uzaklardan bana nefes gibi içimde dolanan, damarımdaki kansın sıcacık içimde dolanan, çarpan kalbimdesin her an her dakika hissettiğim...
Yalnızlığımın yaşamla kırılma noktasında ve pes edeceğim o kötü anlarımda karşıma çıkıp bana hayatı sevdiren ve yaşanılası yapansın sen.Hiç farkındamısın..Gecenin tam ortasında yüreğim haykırıyorsa seni susmalı evren, hiçbir ses yüreğimden daha anlamlı ve derin konuşamaz ki bu saatlerde.Dinle hayatımın kadını, sen dinle beni. Yüreğinin kapılarını arala biz seninle konuşmadan anlaşabiliyoruz sadece beni hisset bu gece...Yüreğini verdiğin ben, sana mühimmat taşımak istiyorum, bu bir türlü içinden çıkamadığın ve hep bir savaş verdiğin sevdamıza...
Usulca öperek gözlerimden..düşlerimi alsana kollarına....sabaha az kaldı küçüğüm.. İnandığın zaman aşk’a..kıskanırsın..Kıskandığın an’da.. zaten aşksın..benim aşkım..Sende farklı bir tarafı var hayatın..Farklı bir yüzü..daha farklı bir tadı..Eskimeyen..Hiç eskitmeyen..Hep beni sevdiğini haykıran..seni seviyorum!!!!!

 

Yorum (yok) Yorum yaz! | Etiketler : Usulca,Öperek,Gözlerimden,,Düşlerimi,Alsana

Mayıs 15, 2010 ·

 

Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…

 

Değiştim...
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil...

 

Sonucu kılıcı kuşanından belli olan bir savaşın,
ne kazanabileni ne de kaybedeniyim...
Sorun değil...

 

Elbet Alışırım...
Biraz alıştım.
Herşey kadar, herkez kadar, sen kadar...

 

Alıştım!
Varlığını istemediğim tüm eksik yanları
Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim
iki arada bir derede duyguya alışıyorum...
Bir yanım bırak diyor bir yanıma
Kesin değil! Henüz tanıştık...
Herşey kadar, herkes kadar, sen kadar...

 

Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda
Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda
Bir yanım memnun oldum diyor,
bir yanım tanıyamadım daha
Samimi değil...
Bir hayli kırıldım...
Herşey kadar, herkes kadar, sen kadar...

 

Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime
Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım...
Aslında ne sana, ne olanlara...
Kendime kırgınım!..
Maziye hiç değil, âna kırgınım
Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına
Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara
Beni anladığın kelimelerin bana herşeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna
Bir hayli kırgınım...
Beni ben kırdım oysa...
İyi değilim.
Galiba yoruldum...
Herşey kadar, herkes kadar, sen kadar...

 

Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum
Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!..
Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum.
Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık
Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!..

 

Toprağa bakan yanım senden zate ayrı
Sana bakan yanımsa toprakla aynı
Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin!

 

Gözlerim yorgun...
Dudaklarım, dudaklarım hissiz...
Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır...
Sarılmadan gecip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz
Söyleyemediklerini söylesende şimdi
Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır!
İsteyerek değil...
Çok çalıştım

 

Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye
Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
Daha öncede gitmiştim...
Çok çalıştım...
Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine
Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için
Çok çalıştım...

 

Daha öncede gitmiştim...
Kendi isteğimle...
Anladım ki daha önce sevmemiştim!

 

Çok çalıştım inan
Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye
Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya
Ve alışmaya kendime...
Bu gözgözü görmez dumanlı halime
Çok alışmaya çalıştım hemde...

 

Tanıştım seninle doğan yanımlada, ölen yanımlada
Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala
Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da

 

Yorulmak, dinlenmekden geçmiyor
An be an çöküyor, insanın içindeki güç
Işığı sönüyor...
Beyaza dönüyor rengi git gide
Hissizleşiyor...

 

Ne yormak istedim Seni,
Nede yormak kendimi
Çok çalıştım
Gitmeye de kalmaya da...
İkisi de aynı acı
Kolay değil...
Kolay değil!..
Herşey kadar
Herkes kadar
Sen kadar...

 

Yorum (0) Yorum yaz! | Etiketler : Her,şey,kadar,,herkes

Mayıs 15, 2010 ·

 

Adı deniz olmalı



Üzerindekiler bana yabancı değil,
Suratındaki yaralar, karalar, kirler
Bana birisini hatırlatıyorsun küçüğüm..


Üzerindekiler bana yabancı değil,
Yırtık süveterin, pantolonun, çizmen, çorabın



Sakın pişman olma, kızma, kızdırma
"Sembol olmak, katil olmaktan çok daha zor"
Yemekten, içmekten, direnmek zor küçüğüm
Ben, ben kimim diye sorarsan
Biz, biz tabiatla kardeşiz
Yemeyle, içmeyle
Hatta uçakla, suyla, kuşla, böcekle
Ama yine de
Bana ne olmuş diye soruyorsan
Kızma, kızdırma



Hani doğruluktan, dürüstlük doğar derler ya
Bence sana Deniz çarpmış küçüğüm



Ki, ben beni bildim bileli
Ne, ben beni buldum kendimde
Nede kendim, beni buldu bende
İşte ortalığın arazisi olup kaynadık dünyanın kazanında
Dünya kazan oldukça ben bir kepçe
Doldum tabaklara birden daha çok kere
Hani ya gülüm işçi olup emek dökercesine
Ben, beni bildim bileli
Ne ben, beni buldum kendimde
Nede kendim, beni buldu bende
Sen bir başka maya gör
Çocuk olursun bir yandan severler
Bir yandan döverler
Okursun adam olursun,
İş bulamadın mıda hiç dinlemez söverler



Ben, ben boks şampiyonu olamam ki dostum
Hayatı nakavt edeyim
Ben kültürümü hayata adadım
Hayatı tanımlayamıyorum
Hayat nedir acaba ?
Hergün paket paket içtiğimiz sigaralar mı
Akşamları eve gelen babamın
Boş o bomboş bakışları mı
Bilmiyorum !!!



Yıldızlardan kopup gelmişti dünyama
Yıllanmış ağaçların dökülen sarı yaprakları gibiydi
Etraf toz, toprak, kan, göleç
Adına ne seheryeli diyebiliyorum nede tozpembe
Ama şunu çok iyi biliyorum ki



Bir çocuğumuz olursa
Adı 'Deniz' olmalı,
İster kız ister erkek
Farketmez hiç biri
Fakat bakışları farketmeli
Güneş gibi olmalı
Aydınlatmalı her tarafı
Her bir yandan bir bir
Bir çocuğumuz olursa adı 'Deniz' olmalı



'Deniz' kadar engin,
'Deniz' kadar coşkun
'Deniz' kadar sıcak,
'Deniz' kadar güzel
Bir çocuğumuz olmalı
Adı 'Deniz'olmalı



'Deniz' dedim adına
Adı 'Deniz' olmalı...

 

Yorum (0) Yorum yaz! | Etiketler : Adı,'Deniz',olmalı...

Mayıs 15, 2010 ·

 


 

Kokun üzerimde
Hiçbir kitap senin gibi dokunmadı



Dokun yüreğime
Hiçkimse senin gibi dokunmadı


Bu gece uyuyamam
Hasretine doyamam





Benden uzak olsanda
Unutmaya kıyamam


Aşka nokta koyamadım
Yolum yokki senden başka


İncitmedim sevdamızı
Sana düşkünlüğüm
başka








Zindan gibi gecelerime doğan güneş gibisin
En beter yanlızlığıma varlığınla eşlik edensin
Şu seven kalbime tek çare tek merhemsin
Aşkından aklımı başımdan alıp götürensin

heran seni düşünüp anar dururum
Gözelrimi her kapayışımda karşımda seni bulurum
Yaşanan tek bir güzel günle bile kendimi avuturum
Seni bukadar sevmek benim tek suçum

Hic sevmedim kimseyi seninkadar
Hasretin içimi korgibi yakar
Şu gözler bile seni karşısında arar
Sensizlikse kaderim söylesene yaşamak neye yarar

 

Ocak 18, 2011 ·

 

 





Öyle Gidecek Gibi Bakma

ince kaygılarını süz bugün yüreğinden
paldır küldür gelip şehrin tam ortasına,
gözlerini bana çevir....
bir değişiklik yap her güne inat
susma mesela !


 

nice hıyanetlere gül geç...
büsbütün özle
olanca yalnızlığın içinde
söz dinlemez bir serçe beni hatırlatsın sana
heybende tek iyimser haber olmasa da
yeniden sevmeye başla...
mavi mavi gülüşler ek mahzunluğuna



 

dudaklarına çırılçıplak ve özgün bir sözcük al
otur bir kaldırım taşına...
varsın dökülsün içindeki gam
bir şiir
bir öykü yaz mesela !



 

madem ki gökyüzü mavi
madem ki koparıp kırdın zincirleri
ve
madem ki kuru bir dal oldum senin için
bir çocuk gibi kaldır havaya ellerini
kurtar darağacından düşüncelerini
söyle mesela !




 

yana düşmüş başın ağrımasın boşuna,
sana kafa tutan o kediyede aldırma
ne sen ölürsün bu dertten
ne ben...
ne sen silebilirsin gerçeği
ne ben...
söylesene !
çocuk yürekli adam
değişen hiç bir şey olmadı mı hayatımızda...
düşün mesela !



 

dağ gölleri gibi diplerde uykularım
çiçeğin hüznü kadar derindir duygularım
neresinden baksam haksızlık bu
.....s e v d i ğ i m.......
göğe desem ağlar
dağa desem inler
öyle gidecek gibi bakma bugün
kal mesela !

 

Yorum (0) Yorum yaz! | Etiketler : Öyle,Gidecek,Gibi,Bakma






Öyle Gidecek Gibi Bakma
ince kaygılarını süz bugün yüreğinden
paldır küldür gelip şehrin tam ortasına,
gözlerini bana çevir....
bir değişiklik yap her güne inat
susma mesela !


 

nice hıyanetlere gül geç...
büsbütün özle
olanca yalnızlığın içinde
söz dinlemez bir serçe beni hatırlatsın sana
heybende tek iyimser haber olmasa da
yeniden sevmeye başla...
mavi mavi gülüşler ek mahzunluğuna



 

dudaklarına çırılçıplak ve özgün bir sözcük al
otur bir kaldırım taşına...
varsın dökülsün içindeki gam
bir şiir
bir öykü yaz mesela !



 

madem ki gökyüzü mavi
madem ki koparıp kırdın zincirleri
ve
madem ki kuru bir dal oldum senin için
bir çocuk gibi kaldır havaya ellerini
kurtar darağacından düşüncelerini
söyle mesela !




 

yana düşmüş başın ağrımasın boşuna,
sana kafa tutan o kediyede aldırma
ne sen ölürsün bu dertten
ne ben...
ne sen silebilirsin gerçeği
ne ben...
söylesene !
çocuk yürekli adam
değişen hiç bir şey olmadı mı hayatımızda...
düşün mesela !



 






nice hıyanetlere gül geç...
büsbütün özle

olanca yalnızlığın içinde
söz dinlemez bir serçe beni hatırlatsın sana
heybende tek iyimser haber olmasa da
yeniden sevmeye başla...
mavi mavi gülüşler ek mahzunluğuna







Öyle Gidecek Gibi Bakma

ince kaygılarını süz bugün yüreğinden
paldır küldür gelip şehrin tam ortasına,
gözlerini bana çevir....
bir değişiklik yap her güne inat
susma mesela !















 

EBRU'Lİ





 

ALIŞTIM AYRILIKLARA

Sen, hayatıma girmeden önce ben vardım. Sen, hayatıma girdiğinde ise ben yine vardım Ancak birbirinden farklı iki varlık İki kişilik, iki ruh, iki beden olarak... Yokluğunda ben; Geceleri oturur; Radyo dinlerdim. Aşıkların birbirine armağan ettiği şarkıları, Ben de yalnızlığıma armağan ederdim. Herşey anlamsızlaşırdı çoğu kez. Ve çoğu zaman anlamsızlıklarda kaybolur giderdim. Yaşamak mı daha acı veriyor yoksa ölmek mi? gibi Acımasız sorularla kendimi irdelerdim. Varlığında ise herşey bambaşkaydı. Ben bir başkaydım. Gecelere seninle beraber veda eder. Günün ilk ışıklarına seninle Merhaba derdim. Ve anlamlı gelirdi herşey. Anlam karmaşaları bir bir terketti beni. Sen de var olmayı, seninle birlikte yaşamayı Ve herşeyi seninle paylaşmayı severdim. Seni her geçen gün daha da çok severdim. Ancak nerden bilebilirdim ki masalın sona ereceğini Nerden bilebilirdim habersiz çekip gideceğini. Dün vardın bende vardım. Bugün yoksun; Bense varmıyım yokmuyum bilmiyorum. Dolmayacak cinsten bir boşluksun şimdi. Ne sana benzeyen biri bu boşluğu doldurabilir. Ne de yeniden çıkıp gelsen SEN doldurabilirsin. Öyle bir boşluk ki sorma gitsin. Boşver ve sevgili Alıştım ben yalnızlığa ayrılıklara Bırak artık böyle sürüp gitsin!

ALPEREN KARADAĞ

picturepicturepicture

SOL YANIM AĞRIYOR ANNE

Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi Ağrıyan yanımın neresi olduğunu Şimdi iyi biliyorum anne. Hani geçen geldiğimde Şuram acıyor işte şuram demiştim de Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne Bak şimdi söylüyorum Şuram işte, Sol yanım çok acıyor anne. Hem de her gün acıyor anne her gün. Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü. Elinden tutup okula getirdi. Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi. Bende ağladım, Ağladım hiç de utanmadım. Öğretmen ne oldu dedi. Düştüm dizim çok acıyor dedim. Yalan söyledim anne.. Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne. Bugün bende saçım örülsün istedim. Babam ördü ama onunki gibi olmadı. Dantel yaka istedim. Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi. Bari okula sen götür dedim. "kızım, iş" dedi. Bende banane dedim, ağladım. "kızım, ekmek" dedi babam. Sustum ama okula giderken yine ağladım anne. Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne. Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi. Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi. Babam hepsini birlikte yıkıyor. Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne? Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme. Üzülmesin diye söylemiyorum ama Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor. Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne. Hava kararıyor, ben gideyim anne. Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi. Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum. Kim bozuyor toprağını, Çiçeklerini kim koparıyor. İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme. Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım. Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını Şu kavanozda biriktirdim. Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum. Her sabah onu öpüyor kokluyorum. Kimseye söyleme ama anne Bazen de konuşuyorum onunla. Ne yapayım seni çok özlüyorum anne. Ha unutmadan, Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi. Ben babama yazdıracağım. Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne. Senin adın geçince sol yanım acıyor anne. Hiç bir şey yutamıyorum. Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya anne. Ben gidiyorum anne, Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp. Mutlaka gel anne, Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. Sol yanım acıyor anne..

İşte tam şurası,Sol yanım çok acıyor anne.Seni çok özledim,Anne çook...

EBRULİ





 

picture
 

 

BİR KADINI AĞLATMAK

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
Kadınlar herşeye ağlayabilir;Bir filme,bir şarkıya,bir yazıya..
En az erkekler kadar yani!Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa,ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacakki ağlatan,
Gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
Yutkunamaz,nefes alamaz;çünkü o koca yumruk canını çok acıtır..
Gözleri buğulanır kadınını sonra,ağlamayacağım der içinden
Ama engel olamaz işte,çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır..
Bu acıya ne kadar karşı koyabilirki bir kadın.
ince ince süzülür yaşlar gözünden..Önce bir kaç damla sonra bir yağmur seli..
Ve kadın ağlar! hemde çok,sanmaki gidene ağlar kadın!
Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan,orada bıraktığı yaradır.
O yaranın hiç kapanmayacağını,kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın;O yüzden ağlar.
Ama bilirmisiniz?Ağlamak kadınları olgunlaştırır.
Her damla,daha çok kadın yapar kadınları.Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan"Ağlama niye ağlıyorsunki,değmez onun için"derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri.
Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa,ölürler!
İçlerindeki zehirdir onları öldüren!Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar,
O irini temizlerler yaralarındaki!Çünkü bilirler o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.
Dönüşmemesi lazımdır oysa,o yüzdende bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra,kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler.
Umarım öğrenirler,yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini.
Sapan ruhların doğru yolu bulmasıda yeni acılar demektir.Bunu bilir kadınlar,

O yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar,bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama,
 Olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür.
Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp;yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü,yenilmez,mağrur ve aşka inanmayan..
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye
Hepsi kariyer derdinde olan.Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki,o kadar çok ağladılar ki!
Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar,o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
Çünkü biliyorlarki sarıldıkları adamlar onları haketmedi;Hem de hiç bir zaman!
Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.E...O zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalımki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki,gerçekleri kabul etmeye başlamıştır,bilin ki,artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki,sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.O da kim ne diye sormayın artık..
ÇOK AĞLAYAN KADINLAR ENİNDE SONUNDA KENDİLERİNE SARILIRLAR ÇÜNKÜ


GEL..

sen yoksun bütün sokaklarına kar yağıyor ömrümün nefesim üşüyen bir gelincik ayazı bütün geceler aysız durmadan bir ezgi savruluyor dudaklarında gecelerin hüznün uzayan saçlarında kimsesizliğim kanıyor yağmalanmıs bir ömrün ortasından sızarak yaralı gönlümün ırmaklarına doluyor gel her gece bır deprem oluyor ey çağlayan bir suda yittirdiğim menekşe gözlü kız seslen bana nerdesin, hangi uzak şehirdesin bir rüzgârın kanatlarına vursam duyulur mu sesim gel erişilmez uçurum diplerinde kaldı özleyişler yaralı ceylanlar sekiyor bakışlarımda tomurcuklar öksüz, serçeler dilsiz her durakta boynu bükük bir çocuk üşüyor ve ben bu yağmurlar dolusu yalnızlığımla bütün bulutlardan sana koşuyorum gel yürekler boş, bakışlar anlamıyor beni her akşam vakti, el ayak sesleri çekilirken caddelerden vurup yüreğimi narlı sevdalara yıldızlara ağladığımı kimse bilmiyor kimse bilmiyor, her gece dudağımda bir şiirin kanadığını ey yavru bir kuş gibi düşlerimin arasından uçup giden uçarı kız yaşım on beş idi, yüz oldu, binyüz oldu yaşlandım yaşamadan aşkı ve baharı farkında değilim şimdi, geçen günlerin değişen mevsimlerin yağan karlar altında kaldı kalbim gel geçmiş bahar sokaklarına çıkar beni bahçesi tarumar bir çiçeğin kirpiğindeyim bir kar çölünün ortasında bir insan mahşerinin içinde yapayalnız her bakışta bir hüzün, her hüzünde bir bakış kanamada bir sonsuz rüzgar başladı gittiğin yerde gel gel bahar sokaklarına çıkar beni yıldızları sönmüş bir gecenin sayfalarında ışıksızım özlemler damıtıyorum durmadan karanlığın yapraklarına kalbimin üstüne üstüne yağıyor kar, göçüp gitti kuşlar çoktan ve ben bölüp iklimlere o sevda tılsımı türküleri işleyip alnımın çizgilerine tel tel kalbimi sana rehin tutuyorum gel hasret ki yolları kanamalı ağır bir hüzündür geçip giden günlerin terkisinde rüzgâr koyaklarını yitirdi, sözcükler büyüsünü her mısrada çığlık çığlık yüreğim gel ömrümün bütün sokaklarına kar yağıyor şimdi. 

picturepicturepicture



 

BENCE SENDE HERKES GİBİSİN

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor

Onlardan kalbime sevda geçmiyor

Ben yordum ruhumu biraz da sen yor

Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece

Kaçıyorum bugün senden gizlice

Kalbime baktım da işte iyice Anladım ki

Sen de herkes gibisin Büsbütün unuttum seni

Eminim Maziye karıştı şimdi yeminim

Kalbimde senin için yok bile kinim

Bence sen de şimdi herkes gibisin..

 NAZIM HİKMET

 picture

KARIMA MEKTUP

Bir tanem! Son mektubunda:"Başım sızlıyor yüreğim sersem!"diyorsun."Seni asarlarsa seni kaybedersem,"diyorsun,"yaşayamam!"Yaşarsın,karıcığım,kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;yaşarsın,kalbimin kızıl saçlı bacısı,en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı.Ölüm bir ipte sallanan bir ölü.Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm.Fakat emin ol ki,sevgili,zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer ipi boğazıma,mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Nazım a!Ben, alacakaranlığında son sabahımın dostlarımı ve seni göreceğim,ve yalnız yarım kalmış bir şarkının acısını toprağa götüreceğim...Karım benim! İyi yürekli,altın renkli,gözleri baldan tatlı Karım benim;ne diye yazdım sana istendiğini idamımın,daha dava ilk adımında ve bir şalgam gibi koparmıyorlar kellesini adamın.Haydi bunlara boş ver.Bunlar uzak bir ihtimal!Paran varsa eğer bana fanila bir don al,tuttu bacağımın siyatik ağrısı. Ve unutma ki daima iyi şeyler düşünmeli bir mahpusun karısı...



picturepicturepicture




NE ÇABUK...NE ÇABUK...

 

picturepicturepicture




NE ÇABUK...NE ÇABUK...

 

picturepicturepicture















picturepicturepicture
picture

picture

PAPATYA...

Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış. Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış. Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye. Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. Bir anda afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. içinden "Ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş. Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu. "Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim.". Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve "Merhaba" demiş, "ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten." Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış. Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş. Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış. Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edip de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya da kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini. Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler. Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve; "Üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş. Papatya buna bir anlam verememiş. "Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda mutsuz musun?". "Hayır" demiş kelebek. "Bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. Ve ben de ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim." Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten. Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "Sevi seviyorum" diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış. Sadece "Bende..." diyebilmiş kelebeğin arkasından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş. İçinden "Keşke onun da beni sevdiğini bilseydim. Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş. Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye geçirmiş içinden. İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş: "Seviyor mu, sevmiyor mu?"...

CANIM SEMTİM SAMATYA

 

 

 

 

SEVGİYE İNAT BİR COĞRAFYA ÜZERİNDE,KENDİNİ BİLMEZ RÜYALARA AÇMALIYELKENLERİ.VE İKLİMLERİ SEYREK GEÇMELİ..YAŞANILASI HER ŞEY İÇİN..SANA KAVUŞMALI BU ŞEHİRDE.BU TAKVİM TUTMAZLIĞA BİR ÇARE YOK!DÖNÜŞEN DÜZENE AYAK UYDURMALI.YA YANMALI BU ŞEHİR..YA DA HER KÖŞESİ SEN GİBİ KOKMALI!!

 

picture

Sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır..Herşey olmaya hazır.Sana bakmak suya bakmaktır,Gördüğün suretten utanmak.Sana bakmak bütün rastlantıları reddedip, Bir mucizeyi anlamaktır..SANA BAKMAK İNANMAKTIR!!

picturepicturepicture

NE AĞLAYACAK KADAR GÜNAHKARIM,NE DE GÖKLERE ÇIKACAK KADAR MASUM.NE GEÇMİŞTE YAŞADIKLARIMDAN HUZURSUZUM,NE DE ŞU AN YAPTIKLARIMDAN MUTLU.. SIRLAR İÇİNDE BİR DÜNYAM VAR;BİR DE SEN VARSIN İÇİMDE..

NE SENİ KAYBEDECEK KADAR CESURUM..NE DE KAZANACAK KADAR GÜÇLÜ...

picture

picture

Artık aynı bardaktan içmeyeceğiz ne suyu ne şarabı,Erken sabahlarda uyanmayacağız.Sen güneşle soluk alacaksın ben ay'la..İkimizde yaşayamadığımız aşklarda öleceğiz..!

picture

 

 

BİR BUSEYİ ÇOK GÖRDÜN..

KADER BİLE KISKANIR ŞU ÖRDÜĞÜN AĞLARI,ÇIRPINIRKEN BU SEVDA SEFASINI SEN SÜRDÜN.GÜL DE BAHAR ZAMANI AŞK TA HAZAN ÇAĞLARI BEN VUSLAT I UMARKEN,BİR BUSE Yİ ÇOK GÖRDÜN.ARZULARIN PINAR DI BANA DOĞRU AKMADI,SENİN YAKTIĞIN GİBİ BENİ KİMSE YAKMADI.KAHROLASI GURURUN GÖZYAŞIMA BAKMADI,BEN VUSLATI UMARKEN BİR BUSE Yİ ÇOK GÖRDÜN..SÖZDE LİDER OLMAKMIŞ,ÖZELLİĞİ BURCUMUN, GÜLE DEĞİL,DİKENE KULLUK GÜCÜ HARCIMIN,ÖDEDİM BİTMİYOR VADESİ YOK BORCUMUN,BEN VUSLATI UMARKEN BİR BUSE Yİ ÇOK GÖRDÜN..SEN KALBİME GİRERKEN AKLIM BENDEN ÇIKACAK,BU GİDİŞİN DÜNYAMI HA YIKTI,HA YIKACAK..

BEN VUSLATI UMARKEN BİR BUSE Yİ ÇOK GÖRDÜN...

picture

SANDIKTAYIZ HEPİMİZ..

BİR GELDİMİ ÖLÜM UYKUSU BİTER BU DÜNYANIN DEDİKODUSU ÖLENDEN Bİ HABER BEKLER İNSANLAR NE SÖYLESİN?BİLMEZKİ NE OLDUĞUNU! YEL ESER,UMUTLAR SAVRULUR GİDER. SENSİZ BENSİZ KALIR BAHÇELER ALTIN,GÜMÜŞ NEYİN VARSA HARCAMAYA BAK, ÖLÜR GİDERSİN DÜŞMANIN YER. SEVGİLİ,SENİNLE PERGEL GİBİYİZ, İKİ BAŞIMIZ VAR BİR BEDENİMİZ, NE KADAR DÖNERSEM DÖNEYİM ÇEVRENDE ER GEÇ BAŞBAŞA VERECEK DEĞİLMİYİZ? DÜN GELDİ,NEDİR DEDİ ARADIĞIN? BENSEM NE BAKARSIN O YANA BU YANA. KENDİNE GEL,DÜŞÜN İÇİNE İYİ BAK. BEN SENİM SEN BENSİN, ARANIP DURMA BOŞUNA. BİZ GERÇEKTEN BİR KUKLA SAHNESİNDEYİZ, KUKLACI FELEK USTA, KUKLALAR BİZ, OYUNA ÇIKIYORUZ BİRER İKİŞER; BİTTİMİ OYUN SANDIKTAYIZ HEPİMİZ...

picture

 _YALNIZLIK_

 Yalnızlık öldürdü beni,ışığını gözlerimin.Önce yüreğimin sevincini yalnızlık, Aşkımı,hevesimi gücümü,kuvvetimi,Göz göze geldiğim bütün karanlık pencerelerde Yalnızlığın gözleri.Sokağa çıkan eve dönen yıllardır yalnızlıktı benimle..Her kış gecesi saat 7:00 de yalnızlık esen evin önünde.Yalnızlıktı oturmuş meyhanede beni bekleyen.Gülmek istemiyorsam,konuşmak istemiyorsam Sevmek istemiyorsam,yalnızlık sebebi.Kımıldasam değiştirsem yerimi.İtsem elimin tersiyle gider geri gelirdi..Bir gün girerseniz odama,cansız uzanmış bulursanız beni Bakın başucuma yalnızlık orada.Sizinle nefes nefese burun buruna..Uzanmış yanıbaşımda yatan geçmiş masama..Saymayın güldüklerime saymayın sevdiklerime..Bilin doymadım ben ne aşka ne dostluğa, Vurun!"YALNIZLIĞA"..!

 picturepicturepicturepicturepicture

                                 
  Seni seyrettim camdaki buğuda 
Suya dönüşen nefestin..
Sızdı damla aşağılara
Camı aştı hayalin,dışarıya geçti.
 
Ben denizlik,
Sen birikintiydin..
 
Seni seyrettim, gecenin alp ayazında,
Sokak lambasının cama vuran aksindeydin..
Sert bir rüzgar çıktı,bizi kıskandı da
Dallar sallandı,yapraklar yüzünü gölgeledi.
 
Ben sende,
Sen bendeydin..
 
Seni seyrettim,asker ocağında,
Tel örgüde nöbetimdin..
Ateş kustum namlulara
Korudum seni..
 
Ben avcı eri,
Sen memleketimdin..
 
Seni seyrettim,demir parmaklıklar ardında
Hücremde kızıl gelinciktin..
Büyüdü hayalin,suladım da kanımla
Zamanla soldun,damardan kan çekildi..
 
Ben mahkum,
Sen,özlemdin..
 
Seni seyrettim,büyüleyen mehtapta
Ay ışığım,dalgadaki meşaleydin..
Yürüdük...Sen deniz,ben kıyıdan;kumsalda,
El ele veremedik ki..
 
Ben limanda balıkçı,
Sen,denizde inciydin..
 
Seni seyrettim,hırçın dalgalarda.
Usulca süzülen,meçhul gemiydin..
Bata çıka rotasızda olsa,
O gemiyle dolaşmak isterdim alemi..
 
Ben yolcu,
Sen bilet kesmeyendin...
 
Seni seyrettim,gece boğulurken gama.
Buram buram ümittin..
Filizlendin,gecenin siyahi kızıllığında
An geldi,o filiz çiçek verdi.
 
Ben koklayan,
Sen kokmayan çiçektin..
 
Seni seyrettim,gece lambasının loş ışığında
Perdeler kapalı,boş evdeki gölgeydin..
Bir ses,derinden;Bekleyişin boşuna..
Kovdum o sesi.
 
Ben seven,
Sen sevdiğimdin..
                       
 Seni seyrettim,yıllar sonra o köşe başında,
Gönül dolusu ümittin..
Bir ara söndürdün ışıkları.Sonra,
Sonra tekrar yakıp söndürdün sinyal gibi..
 
Ben karanlıkta yalnız,
Sen karanlıkta sessizdin..
 
 
Seni seyrettim,gece boyu;gecenin aralığında
Meçhul yolda uzaklaşıp gidendin..
Yitirdim seni,güneş göz kırpıp ışıdı da
Yürüdüm,kararsız adımlarla kırıntısı;Sevgi.
 
Ben arayan,
Sen gizlenendin...
 
Seni seyrettim,sokak taşlarında.
Silinmeyen ayak iziydin..
Kah o taşlarda,kah balkon kapısında
Dolaştı gözlerim.Kır çiçeğim aradı seni..
 
Ben köşede,
Sen eldeydin...
 
Seni seyrettim,sigara dumanında
Yere attığım izmaritteydin..
Şahit,yalnız çöpçüler olacak,şafakla.
Dişlerimle kazırken izmarite ismini,
 
Ben kalem,
Sen çizgiydin...
 
Seni seyrettim,çay bardağında.
Yüzeyi kaplayan kan rengindeydin..
Azaldın her yudumda
Ve bardağın dibi geldi...
 
Ben görünmeyen boşluk,
Sen boşluğun derinliğiydin..
 
Seni seyrettim,kuyruklu yıldızın ucunda.
Aydınlığım,aydınlık kadar güzeldin..
Derken,bulutlar örttü üstünü,toplandı da,
Yer karardı, gök karardı,zindan rengi..
 
Ben bitik,
Sen yitiktin..
 
Seni seyrettim,karanlıklarda.
Sitemli kızıllığında,siyah gökteydin..
Alabora oldu her şey,sis çıktı da,
Renkler karışıverdi..
 
Ben kaybeden,
Sen kaybolan sevgiydin..
 
BİZİ SEYRET,AYDINLIKLARDA
UFUĞA YOL ALAN YOLCULAR GİBİ.
VE DÜŞÜN;
HER YERİ ISLATAN,SIKINTILARA BOĞAN BİR YAĞMURDAN SONRA
OLUŞAN GÖKKUŞAĞINI
YAŞA;AYRILIĞIN VERDİĞİ ÖZLEMİ,KAVUŞMANIN GETİRDİĞİ MUTLULUĞU.
SONUÇ;BEN KAZANILAN SEN KAZANANSIN........


 

HAYAT..

  Gidene kal demeyeceksin... Gidene kal demek zavallılara, Kalana git demek terbiyesizlere, Dönmeyene dön demek acizlere, Hak edene git demek asillere yakışır Kimseye hak etmediğinden fazla değer verme,yoksa değersiz olan hep sen olursun... Düşün... Kim üzebilir seni senden başka? Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen? Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen? Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen? Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? Her şey sende başlar, sende biter... Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini... Ya çare sizsiniz yada çaresizsiniz... Öyle bir hayat yaşadım ki cenneti de gördüm cehennemi de. Öyle bir aşk yaşadım ki tutkuyu da gördüm pes etmeyi de. Bazıları seyrederken hayatı en önden, kendimi bir sahnede buldum Oynadım. Öyle bir rol vermişlerdi ki okudum okudum anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde, hem kızdım hem güldüm halime. Sonra dedim ki söz ver kendine Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin, Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin, Uçmayı biliyorsan düşmeyi de bileceksin, Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredeceksin. Öyle hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım. Öyle değerliymiş ki zaman hep acele etmem bundan anladım.

NIETSZCHE    Thomas Jefferson













 
  LÜTVEN YORUM YAZIN TSK
Bilgileriniz sistemimize kaydedilmektedir.
WebUzmanı


Web Tasarım Dersleri Resimlere Border Ekleme Ders 10

ekle

YAZILARINIZI BURAYA YAZIN

 
 
AGLA KALBIM AGLA

sitene mouse kodu ekle-motor yarışı oyunları
her hakkı saklıdır - 2010
®


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol