BENIM DÜNYAM HPS GELDINIZ IYI EYLNCELER


   
  biriciyim2434
  YÜREKLI OL
 

 

asaletin yeter--- kımsın sen..?
 
 
 

 
 
 
    

   
 
 
 
 
 
 
Melden Sie sich mit Ihrer Windows Live ID an, um einen Kommentar hinzuzufügen.
 

,.-~*'¨¯-()-YuSuF()-¯¨'*·~-.¸

-Cennet Ucuz Değil, Cehennemmde Lüzumsuz Değil..-
 
ZurückPauseWeiter
 
 
 
 
 
Foto 45 von 45
01 Oktober

HER İŞİN BAŞI BESMELE

   
 
                                     
 
                                                                                             

                S A Y F A M A   H O Ş G E L D İ N i Z

 

 

 

 

 

 

 

                                             Image Hosted by ImageShack.us

                          SANA VE BACIMIN ÖRTÜSÜNE DİL UZATANLAR

                                  KAHROLSUNLAR.YA RESULULLAH!

 

 
 

Sakın gevşemeyin, karamsarlığa kapılmayın.Eğer Mü'min iseniz üstün gelecek olan taraf sizlersiniz!

                                                                         AL-İ İMRAN 139

              

                                                                                                             

 

 

GÜZEL BİR HİKAYE


 

ADALET VE TEVAZU 

Emevi halifelerinin büyüğü Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ve millet işleriyle ilgili yazışmalarda kullanırdı. Halife, birden fazla gömleği olmayan, varlıksız biriydi.

Yakınlarından birisi Ömer b. Abdülaziz'e bir elma hediye göndermişti. O da elmayı biraz kokladıktan sonra sahibine geri gönderdi. Elmayı geri götüren görevliye şöyle dedi:

- Ona de ki, elma yerini bulmuştur.

Fakat görevli itiraz edecek oldu:

- Ey müminlerin başkanı! Rasulullah Aleyhisselâm hediye kabul ederdi. Bu elmayı gönderen de senin yakınlarındandır.

Halife cevap verdi:

- Evet ama, Rasulullah s.a.v.'e verilen hediye idi. Bize gelince, bize verilen hediyeler rüşvet olur.

Valilerin maaşlarını çok bol verirdi. Sebebini şöyle açıklardı:

- Valiler para sıkıntısı çekmezler, bütün ihtiyaçları karşılanırsa, kendilerini halkın işlerine vakfederler.

Bir gece halifenin yanında bir misafiri vardı. Kandilin yakıtı tükenmişti. Misafir dedi ki:

- Hizmetçiyi uyandıralım da kandilin yağını koyuversin.

- Hayır, bırak onu uyusun. Ben ona iki ayrı işi yaptırmak istemem.

- Öyleyse ben kalkıp kandile yağ koyayım.

- Olmaz, misafire iş gördürmek yiğitlikten sayılmaz.

Kendisi kalktı, kandilin yağını koyup yerine döndü ve şöyle dedi:

- Ben kalkıp iş yaparken de Ömer'dim; gelip oturdum, yine aynı Ömer'im.

İki buçuk yıllık halifelik döneminde İslâm aleminde adaleti hakim kılmıştı. Büyük dedesi Hz. Ömer r.a. gibi adalet ve basiret sahibiydi. Henüz kırk yaşlarında iken onu çekemeyenler tarafından bin dinar altın para karşılığında hizmetçisi eliyle zehirlenmişti. Hizmetçisi suçunu itiraf ettiğinde, Ömer b. Abdülaziz, paraları adamdan alarak devlet hazinesine koymuş, kendisini serbest bırakmış, öldürülmekten kurtulması için de kaçmasını söylemişti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



 

 

 

 

 

 
 
  

 

 

SEVGİ

Yine SEVGİ rüzgârları bekler yelkenim,
Esmesen de...

Yine SEVGİ suları bekler teknem,
Akmasan da...

Yine SEVGİ tohumları bekler bahçem,
Ekmesen de...

Yine SEVGİ yağmurları bekler gönlüm,
Yağmasan da...

SEVGİ limanıdır bu, sensiz ve sessiz ,
Gelsen de, gelmesen de...

          
  
                                                                                                 

 

 
 


Sen gözlerimin ufkunda tüterken
Hüzün yağmurları yağmazdı günlerime
Ilıman ikliminle dolardı içim
Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.

İnce bir yapraktı saçların;
Yaşlanmış ağacımın dallarında
En gür şafaklar sökerdi
Aşkımızın yollarında.

Sen sıcak gülüşlerde yaşardın
Avuçlarında hep bahar yağmuru.
Yirmi yaşın elleriyle okşardım seni
Uzandığımız gök maviydi ve deniz duru...

Kaçıp sana sığınırdım
Geceler üstüme üstüme gelince.
Sonsuz mutluluklar ormanında
Bir nazlı geyik gibiydin ince.

Bir sen güzeldin benim için,
Bir de yüzünde açan karanfil.
Öyle çok esiyordun ki içimde
Bahar rüzgârı gibi efil efil...

 

 
 
 
 
 
 
 

**SEVGİNİN GÜCÜ **

 
SEVGİNİN GÜCÜ

Mavisi yeşiline karışmış, uzun uzun ağaçların
gölgelerini cömertçe sunduğu, türlü türlü böceklerin,
çiçeklerin yaşadığı, insanoğlunun pek az uğradığı
ormanlardan birinde güzel bir göl vardı.
Suyu berrak mı berrak, serin mi serin... Gölün kıyısında
hayat bulmuş boynu bükük papatya, yanıbaşında
o eşsiz büyülü suyun içinde açmış olan, en az kendi
kadar yalnız görünen nilüfer çiçeğine sevdalanmıştı.
Onun görkemli görüntüsünü, saf, masum,
asaletli halini hayranlıkla seyrediyordu her gün.
Nilüfer çiçeği de kayıtsız değildi sevgili
papatyasına karşın. Birbirlerine sevgiyle bakıyorlar,
şarkılar söylüyorlardı birlikte. Yalnızlıklarını
unutuyorlardı şu koskoca orman içinde...
Tanrım, diyordu papatya içinden kimi kez.
Bu güzelliğin yanında benim yerim nedir ki?
O suyun içinde yaşar bense toprakta...
Elimi uzatsam tutamam bile onu... Oysa
öylesine istiyorum ki onun yanında olmayı...

- Ey güzel çiçeğim, ey benim nilüferim
seviyorum seni... Lâkin öylesine çaresizim ki...
Sana nasıl ulaşacağımı bile bilmiyorum...
Evet, orada olduğunu bilmek, sesini duymak,
güzelliğini görmek bile yetiyor bana ama
istiyorum ki elini tutayım, güzelliğine dokunayım.
Gel gör ki ben bir papatyayım, sen ise bir nilüfer...
Ayrı dünyalarda yaşayan iki ayrı çiçek...
Nilüfer, karşılıksız bırakmadı papatyanın sözlerini:
- Papatyaların en tatlısı, kemandan çıkan müzik aynı
ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır. Sen başkasın,
ben başkayım, sen ordasın, ben buradayım diye yerinme.
Gönül sesine kulak ver yalnız... Bir şeyi istiyorsan
yürekten iste....Sevgi, aşk, ne büründüğün kıyafeti,
ne makamı, ne mesafeleri ne de başka bir şeyi dinler...
Onun fermanı okunmaya başladımı her şey susar.
Her şey çaresiz kalır... Sevgi söz konusu olduğunda
kişi kendi dışındaki güçlerin insafına kalmaz.
Çünkü; kendisi de güçlü bir varlık haline gelir.
Ruhunun derinliklerinden gelen bu ezgi güçlenmeye
başladıkça kayıtsız kalamaz buna tüm evren... SEVGİNİN GÜCÜ

Mavisi yeşiline karışmış, uzun uzun ağaçların
gölgelerini cömertçe sunduğu, türlü türlü böceklerin,
çiçeklerin yaşadığı, insanoğlunun pek az uğradığı
ormanlardan birinde güzel bir göl vardı.
Suyu berrak mı berrak, serin mi serin... Gölün kıyısında
hayat bulmuş boynu bükük papatya, yanıbaşında
o eşsiz büyülü suyun içinde açmış olan, en az kendi
kadar yalnız görünen nilüfer çiçeğine sevdalanmıştı.
Onun görkemli görüntüsünü, saf, masum,
asaletli halini hayranlıkla seyrediyordu her gün.
Nilüfer çiçeği de kayıtsız değildi sevgili
papatyasına karşın. Birbirlerine sevgiyle bakıyorlar,
şarkılar söylüyorlardı birlikte. Yalnızlıklarını
unutuyorlardı şu koskoca orman içinde...
Tanrım, diyordu papatya içinden kimi kez.
Bu güzelliğin yanında benim yerim nedir ki?
O suyun içinde yaşar bense toprakta...
Elimi uzatsam tutamam bile onu... Oysa
öylesine istiyorum ki onun yanında olmayı...

- Ey güzel çiçeğim, ey benim nilüferim
seviyorum seni... Lâkin öylesine çaresizim ki...
Sana nasıl ulaşacağımı bile bilmiyorum...
Evet, orada olduğunu bilmek, sesini duymak,
güzelliğini görmek bile yetiyor bana ama
istiyorum ki elini tutayım, güzelliğine dokunayım.
Gel gör ki ben bir papatyayım, sen ise bir nilüfer...
Ayrı dünyalarda yaşayan iki ayrı çiçek...
Nilüfer, karşılıksız bırakmadı papatyanın sözlerini:
- Papatyaların en tatlısı, kemandan çıkan müzik aynı
ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır. Sen başkasın,
ben başkayım, sen ordasın, ben buradayım diye yerinme.
Gönül sesine kulak ver yalnız... Bir şeyi istiyorsan
yürekten iste....Sevgi, aşk, ne büründüğün kıyafeti,
ne makamı, ne mesafeleri ne de başka bir şeyi dinler...
Onun fermanı okunmaya başladımı her şey susar.
Her şey çaresiz kalır... Sevgi söz konusu olduğunda
kişi kendi dışındaki güçlerin insafına kalmaz.
Çünkü; kendisi de güçlü bir varlık haline gelir.
Ruhunun derinliklerinden gelen bu ezgi güçlenmeye
başladıkça kayıtsız kalamaz buna tüm evren...
Sen ki benim güzelliğime, aşkınla güzellik katmakta,
yalnızlığımı örtbas etmektesin. Benim ve kendinin
varolduğumu ispatlamaktasın dünyaya.

Şimdi kapat gözlerini sımsıkı...
Sıyrıl tüm düşüncelerinden...
Yalnızca ama yalnızca beni düşle...
Yanımda olduğunu, gölün sularında
elimi tuttuğunu hayal et... İste beni...
Göreceksin ki sevginin aşamayacağı engel yoktur!
Papatya, nilüferin dediğini yaptı. Yalnızca ama
yalnızca onun hayalini doldurdu tüm benliğine.
Kendini güzeller güzeli çiçeğinin
yanında farzetti. İstedi... İstedi...
- Aç gözlerini!, dedi nilüfer.
Papatya şaşkınlık içindeydi gözlerini açtığında.
Sevgili çiçeğinin yanında,
gölün suları içinde bir nilüfer çiçeğiydi artık o da...
Sevmek...
İstemek...
Hayal etmek...
İnanmak...
Olmayacak şey yoktur!
Eğer ki; bu duygulara sahipseniz...

Sen ki benim güzelliğime, aşkınla güzellik katmakta,
yalnızlığımı örtbas etmektesin. Benim ve kendinin
varolduğumu ispatlamaktasın dünyaya.

Şimdi kapat gözlerini sımsıkı...
Sıyrıl tüm düşüncelerinden...
Yalnızca ama yalnızca beni düşle...
Yanımda olduğunu, gölün sularında
elimi tuttuğunu hayal et... İste beni...
Göreceksin ki sevginin aşamayacağı engel yoktur!
Papatya, nilüferin dediğini yaptı. Yalnızca ama
yalnızca onun hayalini doldurdu tüm benliğine.
Kendini güzeller güzeli çiçeğinin
yanında farzetti. İstedi... İstedi...
- Aç gözlerini!, dedi nilüfer.
Papatya şaşkınlık içindeydi gözlerini açtığında.
Sevgili çiçeğinin yanında,
gölün suları içinde bir nilüfer çiçeğiydi artık o da...
Sevmek...
İstemek...
Hayal etmek...
İnanmak...
Olmayacak şey yoktur!
Eğer ki; bu duygulara sahipseniz...
 
 
 
BERKANT
  
 
 
 
 
 
 
.......................................................C........ ...............................................................
 
 
 
 
Bir gün beni terk edip gidersen
Benim aşkımı kalbinden silersen
Benden başkasını seversen
Nediyeyim sana YAZIKLAR OLSUN

O güzelim gözlerin başka bir göze
Beni saran kolların başka bir bele
Elimi tutan ellerin başka bir ele
Değerse sanada aşkınada YAZIKLAR OLSUN

Bana olan aşkın sahteyse eğer
Aşkla dolan gözlerin yalansa eğer
Tertemiz aşkımdan yararlanıyorsan eğer
O güzel gözlerim YAŞLARLA DOLSUN

Beni sevmeyip sevdim dediğsen
Benimleyken başka birini düşündüysen
Bana ve aşkıma leke sürdüysen
Bu aşkım sana HARAM OLSUN

_________________
 
 
 
<CENTER>
<IMG start=mouseover height=250 dynsrc="http://www.candanercetin.mu/muzik/videolar/melek.wmv
" width=350 border=2 alt='video'>
</CENTER>

sitem

BİR BAHAR SABAHI SENİ ARARKEN
ALDIM HABERİNİ BASKASINI SEWMİŞSİN
HANİ DEMİŞTİNKİ AYRILMAM SENDEN
SENİ BENDEN ALAN SEBEB NE DİRKİ
 

SENİ GÖRÜNCE BAHAR ÇİÇEGİ SANDIM
UZZATTIM ELLERİMİ DİKENİ BATTI
KANATLANDIM ACINA SEVGİMİ VERDİM
SENİ BENDEN ALAN SEBEB NE DİRKİ
 

GEÇSEDE BU ÖMRÜM SENİ UNTMAM
BAGRIMA DİKTİGİN GONCA GÜLLERİ
SEVERİM OKŞARIM YİNE KOKLAMAM
 
 
 
 
 
 kalp.gif
 
 
                                                           

 

 

ÇANAKKALE MUTLAKA OKUYUN

 
 

 


 

 

Yüzünüzden gülücük eksik olmasın ALLAH RIZASI İÇİN ŞUNU Bİ SONUNA KADAR OKUYUN MİLLET....TÜRKLÜK SEVDASINI AĞIZA DOLAYAN BUNCA SAHTEKAR ORTADA VE GAZETE MANŞETLERİNDE CİRİT ATARKEN BEN Bİ ACAYİP OLDUM...LÜTFEN TÜRKLÜĞÜMÜZÜ VE NEREDEN GELDİĞİMİZİ UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM........!!!!!!!! > >>>>>>>>Çanakkale'de yaşanmış... Kocadere köyünde büyük bi sargı yeri kuruluyor. Kimi Urfalı , kimi Bosnalı, Kimi Adıyamanlı , Kimi Gürünlü, Kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor... Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir ve yarası oldukça ağırdır.Zor nefes alıp vermektedir.Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır.Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından .Ölme ihtimalim çok fazla... Ben bir pusula yazdım...Arkadaşıma ulaştırın..." Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: Ben...Ben köylüm Lapseki'li İbrahim Onbaşından 1 Mecit borç aldıydım...Kendisini göremedim.Belki ölürüm.Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin"Sen merak etme evladım" der Komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Ve az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözüde söyleyin hakkını helal etsin" olur... Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar getiriliyor.Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor. İşte yine bir künye ve yine bir pusula.Komutan göz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır.Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır. Ellerini yüzüne kapatır,ne titremesine nede göz yaşlarına engel olamaz : Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil'e 1 mecit borç verdiydim.Kendisi beni göremedi.Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim." Siz bu olayın neresindesiniz? Türklük davası güdüp de ecdadın ayaklarındaki toz olamayanların, vatan millet sevdasında! olup ülkeyi yiyip-bitirenlerin ve yetim hakkına bile göz dikip; haksızca hak iddia edenlerin gözlerine sokmanız için bu YAZIYI-MAİL OLARAK VEYA HER NE SEKİLDE OLURSA OLSUN tanıdığınız >>>herkese gönderin.. onlar anlar:.............. .¸.•´¯`•.¸><((((º> SU ÇILGIN TÜRKLER KiTABINDAN ALINTI Savasin en kanli gunlerinden biriydi. Asker en iyi arkadasinin az ileride, kanlar icinde yere dustugunu gördü. insanin basini bir saniye siperden cikaramayacagi gibi bir ates altindaydilar. Asker tegmenine kostu hemen: - Komutanim, bir kosu arkadasimi alip geleyim mi? "Delirdin mi?" der gibi bakti tegmen... - Gitmege degmez oglum, arkadasin delik desik olmus. Buyuk olasilikla ölmustur bile. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakin! Ama asker o kadar israr etti ki, tegmen izin vermek zorunda kaldi. - Peki, dene bakalim! Asker yogun ates altinda firladi siperden ve mucize eseri, arkadasinin yanina kadar gitti, yarali arkadasini sirtlandigi gibi tasidi. Birlikte siperin icine yuvarlandilar. Tegmen kosup yaraliya bir goz atti ve nefes nefese bir kenara yikilmis askere döndu: - Sana hayatini tehlikeye atmaya degmez, dememis miydim! Bu zaten ölmus... - Degdi Komutanim, degdi! dedi asker. - Nasil degdi, arkadasin zaten ölmus, görmuyor musun? - Gene de degdi komutanim, cunku yanina vardigimda henuz yasiyordu... Ve onun son sözlerini duymak, dunyalara bedeldi benim icin... Ve, hickirarak, arkadasinin son sözlerini tekrarladi: "Gelecegini biliyordum!" GELECEGINI BILIYORDUM! Kalbimizde "arkadaslik" denilen bir mucize var. Nasil oldugunu, nasil basladigini bilemezsiniz. Ama bunun ozel bir armagan oldugunu, Allah'in bir lutfu oldugunu bilirsiniz. Gercekten de arkadaslar nadide mucevherlerdir. Yuzunuzu guldurup, basarmaniz icin cesaret verirler. Sizi dinlerler ve kalplerini acmaya hazirdirlar. Bugün arkadaslariniza, onlarla ne kadar ilgilendiginizi gösterin. Bu yaziyi arkadas olarak gördügünüz herkese gönderin. Size gönderen dahil...

 

 

 

 

msn türkiye                                                  msn türkiye

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

     
 
 

 

KaH ÇıkarıM GökyüzüNe SeyrederiM aLeMi, KaH iNeriM YeryüzüNe SeyredeR aLeM ßeNi..! "..

ßeN SevmeYi ßeceremediM, ßelKi de SevilmeYi..ßeniM SevmeYe eNgeL eVciL aCılarıM VarDı.."

KalaNa GiT, GideNe KaL DemeM..! SeNi SeviyoruM DiyebilmeK,

DünyanıN eN GüzeL eSeridiR..! eSkideN PiyaSa NerDe ßiZ oRDa, aRtıK ßiZ NerDe PiyaSa oRDa..!

 DerDi oLaNı DinleriM, DerdiM VarSa DerDe YoL aÇaNı SileR GeçeriM..! aSlanlaRa SöZ VerdiM, ÇakallaRa YeM oLmaM..!

DağlarıN TepesiNe, eŞkiyanıN aLnıNa, KızlarıN KalbiNe "öLümsüZ MehmetçiK" YazacağıM..!

 öYLe MasuM DurduğuMa KanMa SakıN ŞafaK 295 oLsaDa "FiRaRıM" YakıN..!

aKıLLı oLupTa DünyanıN KahrıNı ÇekeceğiMe DeLi oLurum DünYa ßeniM KahrıMı ÇekeR..!

SeN SeN oL ßiR iNsaNa HattindeN FazLa DeğeR VerMe, eĞeR HattindeN FazLa DeğeR VerirseN o iNsaNı ÇoK ÇabuK KaybedersiN..!

 ßakMa ßaNa öYLe ! NefretLe DoluyuM..! TıpKı ŞairiN DediĞi GiBi eVlaT, ßiZ Ki uStasıyıZ VataN SevmeniN..!

 KolaY oLmıcaK SeNi uNutmaK... ßelKi GeCe GündüZ aĞlıcaM...

Ne oLurSa oLsuN ßirtaneM, SensiZ YaşamaYa aLışcaM...

öLüM,öLüM DediğiN NediR Ki GülüM ßeN SeniN iÇiN YaşamaYı GöZe aLmışıM..!

DerT SofrasındaN ßaL YediK BaŞ VerdiK ßaş eĞmediK..!

"..ÇaY ßardağınDa ßırakılaN DudaK PaYı KadaR ßiLe uZaK KalamaM GözleriNe.."

 iÇiNe DerT oLacaK SaNa SoN ßakışıM..! "

..KıZ DediğiN iStanbuL GiBi oLmaLı; FetiH'i ZoR, FatiH'i TeK oLmaLı..

" uNutmayıN; HeR aŞK ßiR ßitKi iSmiyLe ßaşlaR aMa HayvaN iSmiyLe SoN ßuluR..!

 aKlımDa ÇekiP GitmeleR VaR Şu GünlerDe..!

iSkeletleR DiyarınDa ßiR eT ParçasıyıM..! "..

MutluluK ßiR ÇimendiR ßastığıN YerDe ßiteR, YalnızlıK GittiğiN YoldaN GeliR.."

NoN VogLio NessuNo CHe Mi aDdolaRa Mai..!

 uÇurumuN KenarınDa Da oLsaN SırF HayaTa GıcıKLıK oLsuN DİYe GüLümSe..!

 FarkımıZ TarzımıZ BiziM MoLLaaRaPLı oLmamıZ Ya KaN KustururuZ Ya Da TaM SustururuZ ßu HususTa Ne KuraL NeDe KraL TanırıZ..!

aLtı EvLiya, üsTü EşkiYa, iŞTe ßuraSı MoLLaaRaP, ŞimDi DağılıN uLeyNnN..! KaderimSe ÇekeriM, ÇilemSe GüleR GeçeriM..!

 "EğeR ßiR YerDe KüçüK aDamlarıN ßüyüK GölgeleRi oLuşuyorSa, oRaDa GüneŞ ßatıyoR DemektiR..!

" ßiZ Bu aLemDe ÇaydanlıĞa KaN KoyaR ßıçakLa KarıştırırıZ DosT DeriZ CaN VeririZ aNcaK DosT uNutunCa öLürüZ..!

ßabaMa DedimKi; "ßeniM DeğeriM Ne KadaR? DünyalaR KadaR" DeDi.. PeKi DünyanıN DeğeRi Ne KadaR? DediM. "ßeŞ PaRa eTmeZ" DeDi..

 "aNadaN DoğmaK, öLmeK iÇindiR."

 "YaşamıN uZunluĞu DeğiL, NasıL YaşandıĞı öNemlidiR."

"HayaT BiR HikaYe, YaşasaN Ne oLuR, öLseN Ne oLuR?"

"YaşaM aCı ßiR SoğaNa ßenzeR, SoğaNı KaT KaT SoyarkeN, ZamaN ZamaN aĞlatıR."

"YiğitliK VurmakLa, aĞalıK VermekLe oLuR"

 "CeplerDe ResmimiZ aLemDe iSmimiZ"

iNsanlaRı TanıdıkCa SevdiM, SevdikCe De TanıdıM (aYNı SeNi SeviP TanıdığıM GiBi) HayaT YaşandıĞı KadardıR, GeriSi Ya HatıralarDa BiR iZ YaDa HayallerDe BiR uMuttuR..!

 eRkekleriN "SeNi SeviyoruM" DemeSi ßiR MumuN "aSLa SönmeyeceğiM" DemesiNe ßenzeR..!

 KıR KalbiMi GönlüN oLsuN.. aL HeR ŞeYi GözüN DoysuN.. ŞimDi ßaşKa KollardayıM ßu Da SaNa KapaK oLsuN..!

 DünyaDa HiÇ KimseYe GüvenMe ÇünKü ßeyaZ GülüN BiLe GölgeSi SiyahTır (%) SeNi SeveriM, SeNi SeveniDe SeveriM, SeNi ßeniM KadaR SeveniDe KurşuNa DizeriM (%)

 In The ParK’ta GezerkeN, CigarettiYi iÇerkeN.. My FatheR GörDü SuÇ üSTü, I aM DüşTü KıÇ üSTü..

ßiR GüN TitreyereK uYanırsaN ßiL Ki ResmiNi öPtüğüM GündüR.. aMa ßiR GüN SebebsiZ YeRe GözyaşlarıN aKarSa, ßiL Ki öLdüğüM GündüR..

GüneŞe aDıNı ßuzLa YazaN BiRi oLurSa, ßiL Ki o SeNi ßendeN DaHa ÇoK SeviyoR..

 ßiZ aĞıR DeğiLiZ MiLLeT HafiF ! ßeN ßüyüK RüzgarLarıN aDamıyıM, ßeniM SevdaLarımDa ßüyüK oLuR öFkeLerimDe.. ßeN SeverseM DestaN, KızarsaM KatLiaM oLur..

o KıZ ßeNi aŞaR ÇünKü KaşaR DelikanLı aDaM ManitasızDa YaşaR

SaNa oLaN GüveniM SonsuZ, eĞeR YakalarsaM DonsuZ,

 * SusuZ SabunsuZ SonuNu DüşüneN KahramaN oLamaZ SeN iMkansızsıN, SensizliK iMkansıZ, aŞK iMkansıZ..

ÇemberiN eN DışınDa, eN ÇıkmaZ SokaktayıM.. GeceniN eN SiyahınDa, uMuduN BittiĞi YerdeĞiM.. KöşeYi DönseM öLüM, DüZ GitseM HayaT.. GölgeleR iÇindeyiM..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 
 
 
.
 
 
 
 
 
 
 
     
 
 

 

Ben beni bildim bileli ne ben beni buldu kendimde Ne de kendim beni buldu bende...

 Ask kivilcimla baslar,aciyla sürer,yanginla söner...

 Ben küçücük bir bebektim sen kocaman bir sevda...

"ben" senin ellerinde büyüdüm "sen" benim yüregimde... Öyle huzurluyum ki senin yaninda . Sen dertlerin bittigi nokta . kusku Bulutlarini dagitan huzur meltemi . Sefkatin sonsuz ufku .

Ruhumun sükun limani Yasam kaynagimsin ...

En buyuk okyanusta bir su damlasi olmak,ucsuz bucaksiz sahilde bir kum tanesi olmak ama en onemlisi milyonlarca insanin icinden senin sevgilin olmak...

Gözlerini kapat en büyük hayallerini düsün.Sonrada hepsinin gerçeklestigini...O zaman anlarsin senin için neler düsündügümü!

kolaymi ayrilmak canima can olmussun askinin esiriyim herseyim sen olmussun bugün yine aklimdaydin saatlerce.önce sensizligi sonra ölümü düsündün.ölümmü daha korkunçtu yoksa sensizlik mi.ölüm..sensizlik...

sensizlikzaten ölümdü Ayrilik bile aglardi,ayriligi yasasaydi.

Utanirdi ettiginden felek, Eger bu aski tanisaydi...

bazi kelimeler vardir konusamaz ama bazi cümleler vardir hiç mi hiç susamaz..!!

 Yine yanliz biraktin iste,yine tek basima düsüyorum,kar tanesiyim ama sen yoksan üsüyorum

Bis Sosyetenin Mini Etekli Kirmizi Papuçlu Kizlariyla Dolasmaktansa Ayakkabimizi Boyayan Çocugun Alnindan Öpen Garibana Ceket Giydiren Yere Düseni Kaldiran Zulmedene Karsi Mazlumun Yaninda Duran Efendi Dürüst Agirbasli Delikanlilariz Biz Ölene Kadar Delikanliyiz

"Caresiz kaldiginizda bilin ki tek care yine kendinizsiniz...!"

 "Ilerlediginiz yolda hic bir zorlukla karsilasmiyorsaniz,bilinki o yol asla sizi dogruya ulastirmaz...!"

"Ayakta olmek diz ustu yasamaktan daha cok onur vericidir...!"

"Akilli olanlar sebepler konusunda tartisirlar.Ama nihai karari sonucta surekli aptallar verir...!"

 "Kelimelerin gucunu bilmiyorsan insanlarin kuvvetini asla tahmin bile edemezsin...!"

 "Hayatta en aci sey ;Insanoglunun yasam surecindeki kacirmis oldugu firsatlardir...!"

"Kucuk seylere gereginden cok onem verenler , elinden buyuk is gelmeyenlerdir" "Hepimiz hayatin kisaligindan söz ederiz de, bos geçen zamanimizi nasil kullanacagimizi bilmeyiz"

 "Böcek olmayi kabullenenler, ezilince sikayet etmemelidirler."

 "Askin ilk solugu mantigin son solugudur."

"Düsünceniz ne ise yasaminizda odur, yasaminizin gidisini degistirmek istiyorsaniz düsüncelerinizi degistiriniz."

"Yasamimizda isledigimiz hatalarin cogu dusunmemiz gereken yerde hissetmekten,hissetmemiz gereken yerde dusunmekten ileri gelmektedir."

 "Eger çok kisa bir süre sonra öleceginizi biliyorsaniz ve tek bir telefon konusmasi yapmaya zamaniniz varsa, kimi arar ve ona neler söylerdiniz? Öyleyse neyi bekliyorsunuz ?"

 "Konusmak ihtiyac olabilir, ama susmak bir sanattir..."

"Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz..."

 "Karanliklara sitem edecegimize hepimiz bir mum yaksak, karanliklar aydinliga donerdi.."

 "Gomlegin ilk dugmesi yanlis iliklenince digerleri de yanlis gider. "

"Yarin bambaska bir insan olacagim diyorsun. Niye bugunden baslamiyorsun? "

 "Felaketin bir iyiligi varsa oda hakiki dostlarimizi tanitmasidir..!"

 "Eger bir yerde küçük insanlarin büyük gölgeleri olusuyorsa orada günes batiyor demektir"

"Geçmise dönük keskelerle yasamaktansa, gelecege dönük belkilerle yasamayi tercih ederim."

 "Nefsini sabretmeye alistirabildiysen ona zaferlerini müjdele..."

"Gerçek ilerleme ilerici olmaktan degil, ilerliyor olmaktan meydana gelir? "

"Insanlar sizden elestiri isterler; ama duymak istedikleri övgüdür."

"Akýl susunca düsünce durur, düsünce durunca, hareket durur, hareketsizlik, çürümenin esigidir."

"Hayati seviyorsaniz, zamaninizi bosa geçirmeyin. Çünkü zaman hayatin ta kendisidir."

 "Her zaman dogruyu söyle; ne dedigini hatirlamak zorunda kalmazsin."

"Bugün halledemedigimiz bir sorunun nedeni, dün onu dogru yapmak için zaman ayirmamis olmamizdir."

"Yasam geriye bakarak anlasilir, ileriye bakarak yasanir."

"Yetenek denen armagan, ihtiras, yani basari arzusu ile birlestiginde öyle bir yogunluk kazanir ki, dünyada hiçbir güç onu durduramaz."

 "Dostu da severim düsmani da. Çünki dost gücümü, düsman ise ödevimi gösterir."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 
 
 
.
 
 
 
 
 
 

 

 

            

Gösterdim...

 

블๑*ن تشتري الهداي ǺگҚιм گẽήί گẽυίγσґựм:ن تشتري الهدايا*:  
 
Bu αℓємdє нєrкєsє isуαи sαиα αşк vαr!

ölüm öncesi yorgunluk var gözlerimde.... gölgem bile boğmak için fırsat kolluyor
düşüмdє •$1isтαивuʟuи •$47döят •$1вiя •$47yαиı •$1sєиiиLє •$47кαpʟı
 
yαLиızLıк вüтüи dαмαrLαrıмı çαтLαтıyor…!!!

 

 

 

 

 

 

11 Juni

YUSUF

                                      
 
                             Msn Spacemde Bu   Süre Kadar Bulundunuz
 
 
                                                                                        

SENi SEViYORUM

 ve  

 
 
                                 
 
 
                                                                                                                                                                   
 
                  
                                                                   
                                                           
vazgeçtim seni özlemekten
bir sıkımlık ömrü kalmışken ümitlerimin
zamanı geldi artık gitmelerin
ecel canıma susamadan
çekip kendimi geceden
bu defa ben gidiyorum senden...
 
 
 
 

şimdi sabah ezanları
ayrılığı haykırıyor şehrin semalarına
yine başıma bela olacak yokluğun...biliyorum! ..
ama söz ağızdan çıktı bir kere sevgili
isterse yansın gece
tutuşsun gökgubbe ne yazar
ömrümün bütün dallarını silkelerken hayat
gidiyorum senden! ..
vefasız ezgini yanıma alarak...

 

 

hoşçakal sevgili! ...
öpüşlerinin yangısı dudağımdayken hala
içimin duvarlarında yankılanırken sesin
sessiz hüzünlerimi alıp yanıma
terkediyorum gözlerini
yalınayak basarak sevda kırıklarına
gidiyorum! ..
kör kalarak ardımda bıraktıklarıma..!

artık mektupsuz kalsa da bıraktığım ellerin
bil ki bir gün kapına dayanır şiirlerim...
 
 
 
 
                                                                                                                                                      
 
YAZIK!
Hem kıyasıya harcıyorsun kendini,
Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye,
Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni,
Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye,
Öldüren bir nefrettir yüreğindeki  şeytan,
Hiç umurunda değil kazsan kendi kuyunu,
Çekinmezsin güzelim can evini yıkmaktan,
Onarmak olmalıyken asıl amacın onu,
Sen tutum değiştirde cayayım düşüncemden,
Yumuşak bir sevgi koy, nefret yerine bir yol,
Göründüğün gibi ol: Cömert,sıcak,sevecen,
Hiç değilse kendine yumuşak yürekli ol
Aşkım uğruna bir 'sen' daha yarat kendine
Güzellik onda veya sende yaşasın diye
William Shakespeare
 
 
Sen, giderken gülüm izlerini silmeyi unuttun.
Sen, giderken bitanem, bende bıraktıklarını almayı unuttun.
Sen, giderken aşkım, sen hâlâ bendeydin.
 
 
 
Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum. Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum, birde dün gece yazdığımı...
Hiç fark yok... Neden azalmıyorsun bende? Neden gidişin dün gibi?
Neden sana yazdığım her yazı, hep aynı yerde tıkanıyor? Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim
Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim... ve şuna emin ol; hiç
kimse, yok'ken bu kadar sevilmedi...
Benim karşıma "aşk" diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmış'lıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım..
Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin. Bitmeyensin..
Ayrılığın adını koyamadık sevgilim. İşte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü.. Ben
yarım kalan ve adı konmayan hiç birşeyi unutmam...unutamam..... İçimde sızısı kalır. Ya herşey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da
ayrılık sözkonusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı!
Biz bunu başaramadık, ayrılamadık!
Sen yaşanıp da bitseydin eğer hatrıma gelmezdin. Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır..O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nerden geldiğini biliyorum...
Anlamıştın benim soyut' a tutkun olduğumu... O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek
için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin... haklıydın
belki de... Olağan hiç birşeyi sevemedim ben hayatım boyunca.....
Herkesin,her an yaşadığı hiç birşeyi benimsemedim... Ben yaşadığım hiçbir
aşkı hayatın akışına bırakmadım. Bunu yapanlar her zaman kaybeder... Zaman denilen kavram düşmanıdır aşkın...
eğer ortada aşk denen bir şey varsa, ne yapıp edip zamanı durdurmalı. Biz
bunu başaramadık.... oysa bu o kadar zor bir şey değildi sevgili... Farklı
bir dokunuş,ağızdan çıkan ve bugüne kadar kullanılmamış bir söz yeterdi
zamanı durdurmaya..... Ben, aşktan söz açıldığında zamanı durduramayan
kimseyi sevemedim... Ondandır belki de varlığında sevemediğim insanları,
yokluğunda düşlemek.... Belki de onandır, yanındayken yüreğinin gurbetine
düştüğüm bir sevgiliyi, sılasında özlemek..
Yokluğun hiç de adil değil... beni yok ediyor, seni var ediyor
sevdiğim..Evet seviyorum seni varlığına rağmen!
Üç mevsim değişti bu şehirde ama ben varlığınla-yokluğunun tezatını çözemedim...
Artık seni yaşamak istemiyorum! ....
öyle bir sen yarattım ki sen yokken, yaşanıldığı an yitirir anlamını...
sen yokken yarattığım sen, yasakladı sana dokunmamı... Sana düşman bir sen
var içimde.... seni senle savaştıryorum, olan bana oluyor...

 

Gidişin beni yaralamadı, aksine daha bir sevilir hale geldin...
Varlığındaki seni, yokluğundaki sen kadar sevemezdim... "Keşke sen yanımda
oslaydın,keşke bir şeyler yapıp da seninle zamanı durdursaydık" diye
hayıflanmıyorum artık..... Her ne kadar adı konmasa da bir kopuşun, her ne
kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrılık ihtiyaçtandı bu hikayede....
Yazık! son sözü zaman söyleyecek... Yazık! bu sefer hayatın acımasız akışına bıraktık
aşkı... Ben senden kalan ayrılığa bile yas tutamıyorum adam gibi! Bunu
engelleyen senin varlığın... ben bunca zaman yokluğundaki senle hayatı
paylaşsaydım ve böyle bir senle ayrılığı yaşasaydım, hiçbir şiir kolay kolay hayata
döndüremezdi beni... işte bu kadar güzeldir senin yokluğun... işte bu kadar
ayrılğına üzülmemi engelliyor varlığın.....

VARLIĞININ CANI CEHENNEME, YOKLUĞUNU ALMA BARİ.....

Ve unutma seninle asla helalleşmiyorum….

VARLIĞININ CANI CEHENNEME!!!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 _______

 

 

 

Kan kokuyor hava
kan...
bu sabah,
güneş bile
kızıla dönmüş.
kan kokuyor dünyam
bu sabah,
kan...
damarlarımda
dolaşırken
gözlerimden fışkırıyor,
odama.
bütün duvarlar
bulandı kana,
ve odam da
kan kokuyor artık...
kan kokusu kapladı tenimi
nadide bir parfüm gibi...
kanla yazacağım günlüğüme,
bu günün tarihini
kanla atacağım tarihe
imzamın en etkinini
....
............
.........
günlüğüm de kan kokacak
tenim gibi
hava gibi
dünyam gibi
benim gibi kan kokacak...
senin gibi........
.......
...
.
kanıyorum
kan kokuyorum
kan soluyorum
kan görüyorum
ve
kalbimden
akmaya
çalışan
son damla kan da
boğuluyorum
seni sakladığım
o son damla da
seninle kan oldum
kana kana
kanıyorum...
kan kokuyorum
kan kokuyorum
kan........

 

 

 

 

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim...

"Ama eğer hissedersen hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile... "

Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yazıyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum.

Yine senden habersiz...Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz...

Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen...Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni, Sen birtanem din!

Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile Sen Özel'din... Aşk Özel'di....

"Yağmurda Aşk Başkadır" diyenlere gülüyordum ama bende yağmurda üşüyen ellerini severek başladım seni sevmeye...

Önce aldırmadım seninle güzelleşen herşeye...Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi...

Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Ve ben her seferinde en baştan başladım...Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum!

Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum...Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duyduğumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum...Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen...Zaten kolay olan ne vardı ki benim için;Sanki seni öldürmemle sevmem ararsında hiçbir fark yoktu....Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım...Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek,yeni çıkan filmleri birlikte izlemek, saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtığımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba gerçekten "bir taneydin"!

İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım!

Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda, sen benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum...Bu yüzden yalnızlıklarım, ağlamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı.Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyeceğin en son şeydi...

Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdimden hiç bahsetmeseydim Ben Seni Seviyorum dediğimde Seni Seviyordum! Ben Seni Özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum. Ben Senin İçin Ölürüm Dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum...

Ve Ben Şimdi Senin Hayatından Gidiyorum!

Ne zaman Aralık'ta bir yağmur yağsa, ben geceler'de ıslanıyor olacağım,Ne zaman bir parfümeriye girsem hala kokunu arıyor olacağım...

Ben Kaybettim... Sen Kazandın! Artık sesimi duymayacaksın...

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak istiyordum.... Gelmedin!

Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...Ama ben artık gidiyorum..

Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen, bana sana geri dönmemem ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile...

Ve Lütfen, Aralık'ta yağmur yağdığında sakın İstiklale gelme.

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum....

Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...
 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ilık rüzgarla gelen 1 müzik sesiyle daliverdim uzaklara
“Asik olmak günahsa ben bir günahkarim. Pisman degilim tanrim. "Diyordu yumusak bir ses. bir sizi saplandi ilk önce kalbime. sensizlik yüregimi yakiyodu, sana hasrettim. sari kurumus yapraklar arasinda, ruzgarin yuzume vurmasiyle kokunu duydum sanki… yalnizdim, mutsuzdum sen yoktun ebediyen gitmistin… simdi yanimda olsaydin, kollarinla beni sarar, yuzume dagilan saclarimi parmaklarinla duzeltirdin… iki taraftan kulaklarimin arkasina sıkıştirir, “boyle daha guzel Askim” derdin. yuzume dusen saclarima, tuzlu gozyaslarim karisiyo simdi. “sakin ha aglama, seni birgun bile aglarken gormek istemiyorum” derdin bana.
Simdi bir yerleden bakiyosa gozlerin uzuluyosundur. Ama gozyaslarima søz geciremiyom sevgilim. hani biz sonsuza kadar mutlu olacaktik? Hani birbirimizi terketmiyecektik? Neden beni tek basima birakip gittin Askim? Kaza haberin geldiginde inanamadim… evimizden nasıl ciktigimi bile hatirlayamiyorum.
Hastanede seni oyle kanlarin icinde baygin bir sekilde gorunce, dunya basima yikildi. elini tuttum ve sen gozlerini actin. “sakin ha! Sakin elimi birakma” dedigin zaman bile “gozlerindeki ormanda yagmur yagmasin” dedin. yanaklarimdan suzulen sicim gibi yaslar yuzune döküldügünün farkinda bile degildim.
Amaliathanenin kapisina kadar elini hic birakmadim ve mecburen elini ayirdilar benden…
Saatlerce o odada kaldin. ciktigin zaman komadaydin. Doktorlar ümitsizce gözlerime bakiyordu. seni odana götürdüler.
Neydi? Neden o makinalari vücüduna baglamislardi? Sen yasayacaktin.beni birakmayacaktin, yemin etmistin. yavasca elimi elinin uzerine koydum. hic kipirdamiyordun. Gunlerce basucunda bekledim… farkinda bile degildim. hep uyuyordun. yanimda seni beklerken; gecirdigimiz gunler bir film seridi gibi gozlerimden gecti… beni kizdirmalarin, sinir etmelerin ve ondan sonra gonlumu almak icin butun evi ben yokken cicek bahcesine cevirmen.
Dogum gunlerimizde aldigimiz hediyler. Hani son dogum gununde sana bir kazak almistim’da hemen giyip mankenlik yapmistin’ya ve ben seninle dalga gecmistim, sende alp pastayi yuzume yapistirmistin ve sonra bütün evi pastayla alt ust etmistik. temizlemesi ne zor olmustu demi Askim? Ne kadar deliymisiz, ne kadar asikmisiz… mavi kazagini son gordugumde, kanlar icindeydi… kaza gunu onu giyiyormussun meger. cok sinir ettin beni, nasıl cikacak simdi kazaktaki kan lekeleri? Olmadi simdii, iyilesir iyilesmez, kazagini sen yikayacaksin… onu sana ben aldim, atsak olmaz’ki.
Hala uyanmadin… bir haft gecti, hicbir kipirdi yok.
Doktorlarin biri gidiyor, biri geliyor… soyledikleri hicbirseyi artik anlamiyordum… bu arada, o yagmurlu gun geldi aklima. Bisikletlerle yarıs yaptigimiz o gun… hani ani bir yagmur baslamisti, eve zor yetismistik… balkonda Durup yagmuru izlerken, birgun bebegimiz olursa ismini yagmur koyalim demistik… bizim yagmurumuz yaz yagmuru olsun demistik… ve birgun daha gecti iste yanimda. sen o yatakta haraketsiz yatarken birgun daha gecti. elm elinde. ve basim yatagin yaninda, kendimden gecmisim. ve aniden elin elimde kipirdadi. aniden kirmizi, şiş gozlerimi sana cevirdim ve. gozlerini actin. o halinle bile gulumsuyordun bana. Dudaklarina kucucuk 1 opucuk kondururken, sessizce gozlerimden yin bilincsizce tuzlu gozyaslarim, dudaklarina dustu… kizar gibi yin baktin bana. “TAMAM dedim aglamayacagim” gozlerime baktin bugulu… hic beklemedigim bir anda dudaklarin kipirdamaya basladi!!“AFFET BENI” dedin. “ birbirimizi terketmiyecektik, hala dahada seni terketmedim ama. Dedin. Ve gerisini duymak bile istemiyordum, parmaklarimla dudaklarini kapattim. “konusma, yorulma, sonra konusuruz” dedim. Ama sen basima “simdi” dercesine isaret ettin. “sehre inmistim, yildönümümüz icin begendigin tek tasli pirlanta yuzugu alacaktim, aldimda.
Yaninda 3 tane gul vardi, arabanin torpido gozunde yuzugun, koltuktada gullerin vardi” dedin. ve devam ettin “hayatimda gecirdigim en guzel yillari seninle paylastim. Gozlerim, kalbim hep yaninda olacak. arabadan emanetlerini almayi unutma" dedin bana... gozlerimdeki yaslari artik durduramiyordum. " bir dahaki sonbahara yurudugumuz yolda, yalniz yuruyeceksin ve cok guclu olcaksin. Beni affet askim seni bensiz birakamiyom. seni canimdan cok seviyorum, son bir opucuk ver bana" dedin. ve bir elim elinde, bir elimde alnini oksarken istedigini yaptim. Dudaklarin sicakti ve aniden makineden ince bir ses geldi. Elin elimden kopuverdi. gozlerin yavasca kapandi... doktorlar kosup geldiler. oylece orada kaliverdim,, hareketsiz kaldim, donmustum. doktorlar seni goturduler. artik sen yoktun, YALNIZDIM.

simdi sensiz gecen ilk son bahardayim. yurudumuz yolda kurumus yapraklarin arasinda tek basimayim. arabadan bana getirdigin emanetlerimin biri evde, diyeri parmagimda. yuzugunu yasadigim surece parmagimdan, gullerini yatagimin yanindanHIC AYIRMAYACAM.
Mavi kazagini yikadim, temizledim. yastiginin uzerinde duruyo. kulagimda bana soyledin sarkiyla yuruyorum tek basima söz verdigim gibi,SARI YAPRAKLI YOLDA. ASKIM.

___

 

 

 

 

Ben giderken,
Dimdik ol diyorsun.
Eğme başını !
Söylesene,
Nasıl şahitlik eder bu gözler,
Ellerimin arasından kayıp ta gitmene?

 

 

     

      

 

Yaralı bir serçe bulmuştuk bir gün,
Hatırlıyor musun?
Avuçlarında, nasılda titriyordu korkudan,
Acımasına rağmen,
Nasılda çırpıyordu kanatlarını.
Bak şimdi ben çırpınıyorum avuçlarında,
Yüreğim acıyla çırpıyor kanatlarını..
Ve haykırıyor avaz avaz ..
GİTME!..

 

Evet korkuyorum,
Hem de çok korkuyorum sensizlikten
Gidişini düşündükçe,
Üşüyorumda çok.
Ürperiyorum.
Yollarına kapanasım geliyor.
GİTME!..

 

Bir gece çok ateşlenmiştim,
Ve sen sabaha kadar ,
Bir an dahi ayrılmamıştın başucumdan
Sen hep yanımda kal diye,
Ateşim hiç düşsün istememiştim.
Tenimden süzülen her boncuk ter,
Ruhumun feryadıydı aslında,
GİTME!...
Şimdi görüyorum ki boşuna feryatlarım
Gideceksin biliyorum..
Namlusundan fırlamış bir kurşun gibi
Uzaklara düşecek kovanım.
Öksüz kalacak sensiz yarınlarım.
Yetim kalacak rüyalarım...
Başını dik tut deme bana.
Gidişine şahit olmayacağım.
Gitme diye yakarışlarıma bakıp
Sanmayasın ki zavallıyım.
Çünkü bir kez gidersen
Ve bir gün dönmek istersen geriye
Bıraktığın yerde olmayacağım!...
 
 
 
 
Sen hiç dertleştinmi yalnızlıkla?
Peki ya senin hiç sensizliğin oldumu?
Ya hiç güneşi beklerken,tutulduğuna şahit oldunmu?
Yarını beklerken,farkında olmadan saatin yarını gösterdiği oldumu?
Herşeyini feda ettiğin vurdumu seni usuldan hiç?
Birden etrafı izlerken gülen insanları fark ettiğinde,
Ne zamandır suratının asık olduğundan habersiz oldunmu?
Göz yaşlarını farkettirmemek için yağmuru bekleyip ağladınmı hiç?

Seni beklemiyorum artık..Gülüşün var sadece aklımda ve gözlerin..
Sevgimi güneşe sardım sıcak kalması için..
Umudumu yağmura yatırdım,her damlada biraz daha büyümesi için..
Kötü ne varsa,üzerine bir avuç toprak attım yok olması için..
Seni sana bıraktım!!

Herşeyden herkesten habersiz..
Elvedasız yok oluşum senden ..
Şimdi gülüceklerin başkasının olsun..
Gözlerinde...
Teninde..
Kokunda..

Şimdi Dışından yalan da olsa gül..
İçin kan ağlamayı tat..
Şimdi Başkasına bana baktığın gibi Bak..
Utan..
Tenine başkası değsin..
Kokunu saklamaya çalış..ve yalancı bi tebessüm savur...

Durma Hadi Gül...
Gözlerin Kan çanağı oluncaya kadar Gül!!
Haykırırcasına Sus!!
 
 

 

 

 

 
 
 

 

Aşk beklerken,
Dalları yeşermişken,
Çiçekleri tomurcuk vermişken,
İçi içine sığmazken gel.
 
 
Vaktinde gel ki,
Yaprakları sararmasın
Gel ki,
Çiçek açmadan kurumasın.
 
Aşk,küsmeden gel.
Sabırsızdır..bekletme
Gel ki,
Bıkmasın,gitmesin senden.
 
 
Küserse bağışlamaz
Bencildir;
Alevler için de kalsan da,
Dönüp bakmaz.
 
Aşk; yeni bir aşka gitmeden gel...
 
                    ..................................................................................................................................................................................................
 
Saniye Erol

 

NASIL BİR MASAL . . .

Ağlamak yok dedim artık sevdiğini bırak gitsin eğer seviyorsa mutlaka geri dönecektir, dönmediyse zaten hiç senin olmamıştır. Gidişinle yüreğime bir çizik attın bu yüzden tek ilacım sensin.

Ayrılığa çok uzak duran gönlüm, yüreğimin tek basımlık gazetesine benden habersiz ilanlar verdi. Sevdamı, kaybettim hükümsüzdür. Ne bir cevap geldi ne de bir telefon. Masamdaki son gülde soldu solacak. Senden gelen nefesi bekliyor...
Sen dönülmez bir yolmuşsun kestiremedim bunu önceden ama aradığım adreste senmişsin meğer. Kendimi sana giden yolun başlangıcında sanırken aslında sana o kadar yol almışım ki farkında olmadan bu yüzden sensiz yapamayışım.

Menzilim sendin tek bildiğim buydu Geri dön dersen dönemem bir tanem çünkü ben senden habersiz seni alıp gitmişim, sana ulaştıktan sonra ben menzili bile geçmişim sen bu yüzden benden bir adım gerisin sevgi yarışında ben seni çoktan geçtim Ardımda sevdalarım, önümde ıslak toprak kokusu kalmıştı.

Vazgeçemeyişim ile sabahladım, avuçlarımdaki kalp kırıntılarıyla. Bir sana kadeh kaldırdım bir de soğuk kaldırımlara. Gökteki yıldızları meze yaptım. Ve senden habersiz hepsini kalbime sapladım.

Bulutlara elimi uzattım yüreğimde şimşekler çaktı. Heyecanlarım coştu , koştu, yoruldu ve sensizlikle duruldu...

 

 

 


Nerden sevdim dedim. Cevabını bulamadım. Neden sen dedim. Bu sorunun da cevabını bulamadım.

Söküğünü dikemeyen terzi gibiydim. Sökülmüştü yüreğim bir baştan bir başa. Titrek ellerim ne iğneyi tutar ne de ipliği.

Şimdilerde bir hoşum, bir elimde hüznün kadehi diğerinde çocuksu sevdam. içimde ki çocuk Minik parmaklarıyla elindeki süt beyaz tebeşirle yazılar yazmakta karanlık odamın soğuk duvarlarına.

 Küçük harflerle başlayan büyük harflerle son bulan. Eğricik, kargacık, burgacık. özLeDİM...


Yoksa gençliğin en çağlayan zamanında uçarı bir sevda mıydın umarsız bir sevgi miydin....

sana dokunamamak, seni doyasıya seyredememek, yanına sığınamamak ne bir çocuksu sevda kaldırabilir bu yükü nede uçarı bir aşk dayanır en genç vücuduna rağmen çöker omuzları, aslında hep varken bile, yanımda olmayışına, benim için hep hayallerde kalacağına dayanılırmı sence


Bir masaldı yaşadıklarım. Bir varmışla başlayan bir yokmuşla son bulmayan.

 Nasıl bir özlemekti bu sevgiyi boşlukta, sevdayı bilinmezlikte arayan. Nasıl bir masaldı...yanlızca ikimize gerçek….

 
 
 
 

Gitgide alışıyorum sana... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...Yanımda olduğun zamanlar; sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşünki ben yaşamaya bile alışkın değilim... Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır... Fakat şimdi sana alışıyorum... Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor. Yalnız içimde garip bir korku var. Sana tüm alışmaktan değil seni kendimealıştırmaktan korkuyorum... Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum... Bir gün ansızın ölmekten ve seni bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum... Oysa ki her zaman ve günün her saatinde yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı... Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni... Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz. Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim... "Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün... Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin, o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla, sevginle yepyenibir "ben" yaratacaksın benden! İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum... Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım. Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum. Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor... Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştan başa seni görecekler içimde... Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun? Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz. İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan. Her yerde iki olduğumuz için bir bütün haline geliyoruz durmadan... Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni... Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden... Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor... Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri... Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum... Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık... Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz...Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum... Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun. Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde... Uzun süren bir baygınlık sonrasının o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim... Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman seninle vardığım yüksekliğe erişemez... Açılmış bütün kuyuların derinliği içimde seni bulduğum yer kadar derin değil... Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi. Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz. Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde. Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu. Alev almayan bir yerimiz kalmadı. Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor. Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık. Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum. Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek. Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız... Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde bizden güçlüsü olmayacak! En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle... Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık... Ümit Yaşar OĞUZCAN

 
.
 

 

 

 

Susma, söyle hadi
Gideceksin değil mi?
Ne hesap sorarım sana
Ne ‘Düşün’ derim halimi
Al hazırladığın valize
Koy, tükenmez sevgimi…….
……..
Yüreğimi koy, gözyaşımı koy
Uykusuz geçecek gecelerimi
Sensiz çekeceğim çilelerimi koy..
Ayrılık valizin ağır da olsa
Al, masamdaki resmini de koy
Hatta güneşi koy valizine,
Artık doğmasın üzerime.
Yıldızları da doldur içine,
Aramasın gözlerim seni
Gökyüzünde............
………
Senden sonra kopacak fırtınaları,
Yaşanmış acı tatlı hatıraları,
Dünü, bugünü ve yarınları,
Koy ayrılık valizine
Koy da git hadi...........
……..
Sanma ardından ağlayacağım,
Sanma yanıp da kahrolacağım,
Tüm duygularımı valizine koydum

Onları seninle yollayacağım
Ve yaşarsam, şayet yaşarsam,
Bir daha aşık olmayacağım...........

  

   

     

.                                                                               

 

 

Yokluğun yanımda İlacı yok ki yokluğunun hükmü olsun Gözlerimin ağrısı bir kadının çığlığı ..ve gecemi kimse anlamıyor artık Diğerlerine benzemiyor yokluğun Diğerlerine benzemiyor ayrılığın... Niye benzesin ki? Hepsinden çok sevilmedin mi? uykumu uyuttum uykusuz yatıyorum ama sen herşeyden habersiz ne güzel uyuyorsundur kimbilir ne kadar güzeldir saçlarının yastığı öpüşü tabi, ne yastığın haberi var ne saçlarının ben uyumuyorum.. yastığımda yok saçlarında.. Uykusuzluğumun sebebi gözlerin Bir de gülüşündeki

Acı nedir bilir misin

Yanındayken dokunamamak mı..

Yoksa gözlerinin içine bakıpta

Seni seviyorum diyememek mi..

Hasret nedir bilirmisin

Hissettigin duygular icinde kaybolmak

Sevgi selinde yok yere boğulmak

Belki güzel belki yasak aşk

Onu andığın zaman yüreğin sızlar

Gözlerin bir an dolarsa

Ya yaşadıgın hayata üzülürsün

Yada onu çok sevdiğine

Sevmek guzelmiş derler

Adresi nedense hep..

Hüzün sokağına çıkıyor..

Ya hüzne çıkmayan yollar

Nereye çıkar ?

Ben ağlarken o gülse bile

O ağlarken ben yine ağlıyorum

Bazen bir öfke söyletir insana

Bu dünyada ya sen olmasaydın

Yada ben diye...

Aşk bumudur

Yaşatır mazideki kırık hayalleri..

Virane bozgun gönüllere

Sanki yaralı bir ceylana...

Dedim ya aşk hep acımdır

Sevmeyi tanımayıp

Sade ve yalın yaşamak

Yaşamakmıdır hayatı öyle yasamak..

Yada yasak gönüllerde aşk..

Dili gönlü tutuk olmak

Bilinmezki sen onu bir limanda

Beklerken sessiz çaresiz

O başka bir limanda dolaşır

Bir gün o seni bulmak isterken

Ne limanı bulabilir nede seni

Kendi yureğine sözu geçmezken

Gönlünün klavuzunu kaybetmiş habersiz

Şansın varsa

bir bakmışsın yolun..

Hüzne çıkmayan yollara çıkmış...

 

 

 

 

Bana aşktan hiç söz etme
Sen sevmeyi ne bilirsin
Bir aşk için ölesiye
Beklemeyi ne bilirsin

Düşündükçe içim yanar
Ders vermemiş sana yıllar
Taştan farksız kalbin mi var
Özlemeyi ne bilirsin

Ne gezer ki sende vefa
Aşk nerede sen nerede
Merhametsiz gecelerde
Yalnızlığı ne bilirsin

Sana kandım bunca zaman
Senden eyvah senden aman
Alev alev duman duman
Tutuşmayı ne bilirsin

Aldanmaktan yoruldun mu
Acılarla yoğruldun mu
Hiç sırtından vuruldun mu
İsyanları ne bilirsin

Ne bilirsin yağmur olup
Çağlamayı ne bilirsin
Kahkahalar savururken
Ağlamayı ne bilirsin

ne bilirsin sen......

 

 

 

 

 

 

 

Sevmek...Tanrının bize bağışladığı en yüce duygulardan bir tanesi... 
Yaşamımıza renk katan yegane şey. Sevmek ve sevildiğini hissetmek,
 hissettirmek. Sevmek... her şeyi, dünyayı, yaşamayı, insanları, kuşları, çiçekleri,
 denizi, suyu, herşeyi, kendimizi bir de. Biz ulus olarak sevgi dolu insanlarız aslında, 
yüreğimiz hep bu ışıltılarla dolu.
 Ama sevgimizi dile getiremiyoruz yeterince. Hep içimizde, yüreğimizde saklı tutuyoruz, 
nedense kullanmayıp saklıyoruz.
 Halbuki ne güzel iki kelimedir “ seni seviyorum ” diyebilmek.
 Bu gizemli kelimeyi kullanmaktan korkmasak, içimizden geldiği gibi ve
 hissettiğimiz anda söyleyebilsek keşke sevdiklerimize.

Dünün , sabahın ilk ışıklarında yeni açmış bir çiçeğin yaprağındaki çiğ tanesi ile
 size gülümsemesini bir kez. içimizi mutlulukla dolduran bu sıcak tablo karısında 
 seni seviyorum güzel çiçek” demek, ne hoş bir karşılamadır onu. 
( aptalca mı geliyor size, gelmesin lütfen) Yada aynada yüzünüze bakarken içten
 gelen bir gülümseme ile kendi kendimize “ seni seviyorum ” desek, diyebilsek keşke.

seni seviyorum ” öyle sihirli ve güçlü iki sözcüktür ki aslında;
söylendiği anda karşımızda akan suları bile durdurur anında. 
Eşimize, kızımıza, sevgilimize, emektar köpeğimize, yetiştirdiğimiz çiçeklere,
 büyüklerimize , tüm sevdiklerimize söyleyelim her an içimizden geldiğinde; duraksamadan,
” acaba tepkileri ne olur, yada çok söylemeyeyim etkisi azalır ” diye düşünmeden.
 Olabilir mi hiç böyle bir şey, etkisi azalabilir mi hiç. Bu iki sözcük ne kadar sık kullanılırsa 
insanın içini o kadar okşar, o kadar sevgi ile doldurur, ilişkileri düzene sokar,
 uzaklar hemen yakınlaştırır, mesafeleri yok eder.
 Ne güzel bir şeydir bunu sıkça kullanabilmek,
 alışkanlık haline getirip söyleyebilmek. 

Hayatın ne kadar acımasız, ne kadar kısa olduğunu, belki yarın
 sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişileri bir daha bulamayacaımızı düşünecek olursanız;
 bence şu anda, şu saniyeden itibaren, daha fazla geç kalmadan söyleyelim, 
haykıralım sevgimizi; “ seni seviyorum ” diyelim.

Eşimizi yada sevdiklerimizi yolculuğa uğurlarken hazırladımız bavulun içine,
giyisilerin arasına “ seni seviyorum ” yazan minicik notlar iliştirelim. 
Bizden önce eve geleceğini bildiğimiz anlarda yine onlar için evin çeşitli yerlerine 
 seni seviyorum ” mesajları bırakalım. İnanın o mesajları gördüklerinde yaşayacakları 
mutluluğu kelimelerle anlatmak mümkün olmaz. Bu öylesine güzel bir sıcaklık, 
öylesine güzel bir yakınlaşmadır, sözcüklere sığdıramazsınız gücünü.

İçimizde tutup, saklayıp, ayda yılda bir kez söylediğimizde; hayatımızdaki
“keşkelerin” sayısı hızla artacaktır inanın buna. 
Oysaki “keşkelerin “geri dönüşleri yoktur; giden yıllarla birlikte onlarda gider, 
yakalayamazsınız.

O halde gelin kullanmaktan çekinmeyelim,
 seni seviyorum ” demeyi de sevelim, tüketelim bolca. 
Bilin ki siz kullandıkça tükenmeyecek, 
size geri dönşleri katlanarak artacaktır.
 

 

 

 

 

 

 

07 Mai

MÜKEMMEL

 
                                                                                          

 

 

 

 

     ! yusuf ! yusuf ! yusuf ! yusuf ! yusuf !

Arkadaşlar msn adresim

bjk-yusuf-bjk@hotmail.com dur.!

                                               

           

                                                           
vazgeçtim seni özlemekten
bir sıkımlık ömrü kalmışken ümitlerimin
zamanı geldi artık gitmelerin
ecel canıma susamadan
çekip kendimi geceden
bu defa ben gidiyorum senden...
 
 
 
 
 

şimdi sabah ezanları
ayrılığı haykırıyor şehrin semalarına
yine başıma bela olacak yokluğun...biliyorum! ..
ama söz ağızdan çıktı bir kere sevgili
isterse yansın gece
tutuşsun gökgubbe ne yazar
ömrümün bütün dallarını silkelerken hayat
gidiyorum senden! ..
vefasız ezgini yanıma alarak...

 

 

 

hoşçakal sevgili! ...
öpüşlerinin yangısı dudağımdayken hala
içimin duvarlarında yankılanırken sesin
sessiz hüzünlerimi alıp yanıma
terkediyorum gözlerini
yalınayak basarak sevda kırıklarına
gidiyorum! ..
kör kalarak ardımda bıraktıklarıma..!

artık mektupsuz kalsa da bıraktığım ellerin
bil ki bir gün kapına dayanır şiirlerim...
 
 
 
 
                                                                                                                                                      
 
YAZIK!
Hem kıyasıya harcıyorsun kendini,
Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye,
Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni,
Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye,
Öldüren bir nefrettir yüreğindeki  şeytan,
Hiç umurunda değil kazsan kendi kuyunu,
Çekinmezsin güzelim can evini yıkmaktan,
Onarmak olmalıyken asıl amacın onu,
Sen tutum değiştirde cayayım düşüncemden,
Yumuşak bir sevgi koy, nefret yerine bir yol,
Göründüğün gibi ol: Cömert,sıcak,sevecen,
Hiç değilse kendine yumuşak yürekli ol
Aşkım uğruna bir 'sen' daha yarat kendine
Güzellik onda veya sende yaşasın diye
William Shakespeare
 
 
Sen, giderken gülüm izlerini silmeyi unuttun.
Sen, giderken bitanem, bende bıraktıklarını almayı unuttun.
Sen, giderken aşkım, sen hâlâ bendeydin.

 

 

 

SENi SEViYORUM 

 ve  

 

BİR BAHAR SABAHI SENİ ARARKEN
ALDIM HABERİNİ BASKASINI SEWMİŞSİN
HANİ DEMİŞTİNKİ AYRILMAM SENDEN
SENİ BENDEN ALAN SEBEB NE DİRKİ
 

SENİ GÖRÜNCE BAHAR ÇİÇEGİ SANDIM
UZZATTIM ELLERİMİ DİKENİ BATTI
KANATLANDIM ACINA SEVGİMİ VERDİM
SENİ BENDEN ALAN SEBEB NE DİRKİ
 

GEÇSEDE BU ÖMRÜM SENİ UNTMAM
BAGRIMA DİKTİGİN GONCA GÜLLERİ
SEVERİM OKŞARIM YİNE KOKLAMAM
 

 

S A Y F A M A   H O Ş G E L D İ N i Z

 

 

 

 

 

Ziyaret ettiğiniz için teşekkürler!

 
Jemand bei Windows Live
Favorit
 
 
Bild von Jemand bei Windows Live
 
Jemand bei Windows Live - 21 Nov., 2008
Çok gsel olmus yzıların hsuma gtti Ellirine saglık ..!
 
Bild von YuSuF ...
 
YuSuF ... - 3 Mai, 2010
asaletin yeter--- kımsın sen..?
 
Bild von asalettinyeter asalettinyeter üsküdarlı cengiz
 
asalettinyeter asalettin... - 30 Mai, 2010
 
 

 
 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  LÜTVEN YORUM YAZIN TSK
Bilgileriniz sistemimize kaydedilmektedir.
WebUzmanı


Web Tasarım Dersleri Resimlere Border Ekleme Ders 10

ekle

YAZILARINIZI BURAYA YAZIN

 
 
AGLA KALBIM AGLA

sitene mouse kodu ekle-motor yarışı oyunları
her hakkı saklıdır - 2010
®


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol