Thursday, 2. December 2010, 17:26

لا
Öyle bir çığlıkla attı ki kendini
Âdem uykusundan, gerçekte
Çığlık atıp atmadığını bile bilmedi.
Ama iki uyku arasında
Rüyasının bölündüğü
Gün gibi gerçekleşti.
Ve başına bir şey gelmiş gibiydi.
O zamansızlık zamanında,
Cennet ırmağının kıyısında
Âdem, onunla göz göze geldi.
Kuşları, tüyleri
Ürkütmekten korkarcasına
Elini uzattı yavaşca.
Parmaklarının ucundan
Dökülen yaseminleri gösterdi.
İçine dolan ses
Ve ışığa, sevince sarmaşığa,
Usulca, sen kimsin, dedi.
Bildiğini bir kez daha bilmek,
Kelimesini bir de
Ondan duymak istedi.
Ben kadınım, dedi Havva,
Ama bu benim sıfatım.
Adımı henüz bilmiyorum.
Sonra döndü Âdem’e,
Aklına bir şey gelmişti.
Sesi, bengisular gibiydi.
Bana, dedi, bir isim ver,
Varlığım olsun.
Durdu, aklından
Yeni bir şey geçti.
Bana, dedi, sen isim ver,
Varlığım olsun.
Bana öyle bir isim ver ki
Senin adının yanında dursun.
Seni anan beni de ansın.
Seni hatırlayan
Beni hatırlamadan olmasın.
Bir “ile” koy aramıza
Bizi birbirimize bağlasın...
Thursday, 2. December 2010, 12:07

Bugün Bir İyilik Yapın Kendinize...
Bir selam verin sevdiklerinize.
Yağmur damlalarıyla halleşin yahut...
Eski günlerdeki gibi
Masal diyarında yolculuğa çıkın şöyle bir.
Hatırlayın hayalin
Ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu.
Çünkü hayal, hayatın rengidir, tadıdır, tuzudur.
En fakiri zengin eder hayaller.
Çünkü cebi dolu, hayal dünyası
Boş insanlar vardır her yerde.
Kâinatta zerreyi göremeyenlerin yanında,
Zerrede kainatı görenlerden olun.
Bugün Bir İyilik Yapın Kendinize...
Dostlarınızla güzel bir yemek paylaşın.
Tebessüm edin minik bir çocuğa.
Vedalaşın sonbahar yapraklarıyla.
Çayınızın her yudumunda,
İçinize dolan ılık sevinci paylaşın.
Ve paylaştıkça çoğalsın güzellikler.
Bugün Bir İyilik Yapın Kendinize...
Işığı seyredin bugün.
Alışılmışın dışında bir kitap edinin.
Sayfalarda gezindikçe,
Dünyanıza bir dünya daha katın..
Bugün Kendinize Çok Büyük Bir İyilik Yapın...
Sevin en küçüğünden en büyüğüne herkesi, herşeyi.
Ki Rabbiniz de sevsin sizi.
Bugün Bir İyilik Yapın Kendinize...
Gelmeyen dolmuşunuzu beklerken,
Sabırdan ışıltılar sunsun gözleriniz.
Öfkeden kaşları iki büklüm olmuş
Bir hanıma tebessümü öğretsin.
Nakış nakış işlensin ruhunuza mutluluk...
Bugün çok önemli bir
Başka iyiliği de unutmayın kendiniz için...
Dua edin herkese.
Vermeyi sevenden, vermekten
Usanmayandan isteyin isteyeceğinizi...
İstemekten usanmayın.
Hep iyiyi, hep hayrı isteyin.
En çok da başkaları için isteyin ki,
Sizin dua gönüllüleriniz melekler olsun.
Düşen her yaprağa verdiğiniz selamı
Alan melekler olsun duacınız...
Bugün Bir İyilik Yapın Kendinize...
İçini sonbaharda olabildiğince boşaltıp
Rahatlayan göğün derdini dinleyin.
Sohbet edin kuşlarla.
Kedileri ürkütmeden geçtiğiniz duvar
Kenarlarına bir parça ekmek bırakın bazen.
Ve bir de yağmur sularıyla oyun oynayın.
Şıpırtılar içinde
Koştuğunuz cadde küsmesin size.
Karanlık sandığınız gece
Ümitlerinizle aydınlansın.
Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Ne olur, bugün ümit edin.
Bugün hayal edin.
Bugün düşünün.
Bugün paylaşın.
Bugün sevin herkesi ve herşeyi.
Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Gecenin karanlığı korku vermesin size.
Düşünün; dünyanın bir diğer
Diyarı aydınlıktır şimdi.
Çok korkuyorsanız,
Rüyalarınızı seyretmeye başlayın hemen.
Orada güneş kadar aydınlık mekânları dolaşın.
Yahut diğer tarafına gidin dünyanın.
Güneşle kovalamacılık oynayın.
Gerek de yok bunlara aslında bugün.
Çünkü karanlık da olsa güzeldir geceler.
Günün bitiminde yarın için
Tohumlar ekeriz ya yüreğimize...
Ya da hayaller kurarız yarın için...
Bugüne dair şükürler ve yarına dair
Ümitlerle kapatın bugün gözünüzü...
Bugün Bir İyilik Yapın Kendinize...
Ne yapacaksanız,
En güzeli, onu ‘bugün’ yapın.
Bereketlendirin bugünü.
Gelmeyen günden
Önce ve giden dünden sonra.
Böylece aydın olsun bir ömür.
Herkesi aydınlatsın.
Yaşamayanlara ibret olsun.
Şevklendirsin yaşayanları.
Lezzet dolsun saniyeler.
Zerreler adedince şükürler olsun.
Rabbimiz her daim bizimle,
Ve yüreğimiz Rabbimiz ile dolu olsun.
Thursday, 2. December 2010, 07:32

Haydi asıl küreklere
Gidelim bu diyardan
Aşkın aşk,
Ümidin ümit,
Sözün söz olduğu
Erdem ülkesine.
Wednesday, 1. December 2010, 10:18

Ey Zûleyha
Sevdasını yüreğine katık eden sevgili…
Gözlerinden gelen yağmurla
Yüreğindeki ateşi söndürmeye çalışıpta
Her damlada bin yürek yakan…
Ben su serptikçe senin alevin artacak,
Sendeki ateş arttıkça
Ben daha çok yaş akıtacağım”
Sen ki suretin güzeline bir sınav oldun…
O ki sana cennet vesilesi….
Ömrün ki
Yû’suf ila aslına bürünmüş,
Gerçeği bulmuştu ki
Gelmiş ve geçmiş en gerçek
Sevdayı yaşamıştı…
Zûleyha ki
Leyla’dan, Aslı’dan,
Şirin’den, Zühre’den
Ve hatta Zahide’den sahici…”
Sabrın sevgiliyi getirdiğinin
En açık kanıtı değil misin?
Sevgiyi dilde yaşatmak
Kolay ve gerçekten uzaktı….
Oysa sen sevgiyi önce yüreğinde
Yaşadın öylesine büyüttün ki
Kaldırmadı küçücük görünen
Ama kocaman olan o yüreğin
Sonra göklere saldın
Rabbine ulaştın!...